كارم اندر عشق مشكل مي شود
خان و مانم بر سر دل مي شود
هر زمان گويم كه بگريزم ز عشق
عشق پيش از من به منزل مي شود
İşim aşk yüzünden müşkile çıktı
gönül ucunda evim barkım gitti
her zaman diyorum.aşktan kaçayım
aşk benden önce menzile ulaştı
aynul kuzat hemadani
حافظ » غزلیات
سالها پیروی مذهب رندان کردم
تا به فتوی خرد حرص به زندان کردم
yıllarca rindlerin yolunu tuttum
aklın fetvasiyle hırsı zindana attım
من به سرمنزل عنقا نه به خود بردم راه
قطع این مرحله با مرغ سلیمان کردم
ben Anka nın yurduna tek başıma gitmedim
bu merhaleyi süleymanın kuşuyla kat ettim
سایهای بر دل ریشم فکن ای گنج روان
که من این خانه به سودای تو ویران کردم
Ey sevgili firakından yaralı şu gönlüme inayet et
Ben senin aşkından şu gönül yurdunu viran eyledim
توبه کردم که نبوسم لب ساقی و کنون
میگزم لب که چرا گوش به نادان کردم
tevbe ettim öpmeye şu dudağı sakinin
ben dudağımı ısırdım. ne diye nadan olanın sözünü dinledim .
در خلاف آمد عادت بطلب کام که من
کسب جمعیت از آن زلف پریشان کردم
Neye alıştınsa onu terket (adetlerine ve arzularına aykırı olanı yap)
çünkü ben bu menzile o perişan zülüflerinle eriştim
نقش مستوری و مستی نه به دست من و توست
آن چه سلطان ازل گفت بکن آن کردم
takva ve sarhoşluk ne benim elimde nede senin
o ezel sultanı neyi "yap" dediyse, bende onu yaptım.
دارم از لطف ازل جنت فردوس طمع
گر چه دربانی میخانه فراوان کردم
meyhane kapısında çok kapıcılık yapsamda
ezeli lutuftan firdevs cennetidir umduğum.
این که پیرانه سرم صحبت یوسف بنواخت
اجر صبریست که در کلبه احزان کردم
şimdi bu pir halimle yusuf a kavuştumsa
hüzünler kulubesinde hicrana tahammülün ecridir.
صبح خیزی و سلامت طلبی چون حافظ
هر چه کردم همه از دولت قرآن کردم
hafız gibi seher feryatları ve selamet talebi
kuran ın devletiyle yaptım ben herşeyi
گر به دیوان غزل صدرنشینم چه عجب
سالها بندگی صاحب دیوان کردم
Gazel divanının baş köşesinde otursam şaşılacak ne var ki?
Yıllardır Sahib-divan‟ın kulluğunda bulundum.
تیر و سنان و خنجر و شمشیرم آرزوست
با من میا کہ مسلک شبیرم آرزوست
ok, mızrak , hançer ve kılıç arzumdur
benimle gelme ki ;hüseyin 'in gittiği yoldan gitmek benim arzumdur.
از بہر آشیانہ خس اندوزیم نگر
باز این نگر کہ شعلۂ در گیرم آرزوست
bak,yuva yapmak için çör çöp topluyorum.
hem yine onu ateşe vermek istiyorum
گفتند لب ببند و ز اسرار ما مگو
گفتم کہ خیر نعرۂ تکبیرم آرزوست
dediler ki dilini tut .sırlarımızı söyleme
dedimki hayır, ben nârâ tekbir getirmek arzumdur.
گفتند ہر چہ در دلت آید ز ما بخواہ
گفتم کہ بی حجابی تقدیرم آرزوست
her ne gönlünden ne geçerse bizden iste dediler
dedimki kaderimin önündeki perdenin açılması arzumdur.
از روزگار خویش ندانم جز این قدر
خوابم ز یاد رفتہ و تعبیرم آرزوست
kendi hayatımdan ancak bu kadar bir şey biliyorum
rüyamı unuttum.onun tabiri arzumdur.
کو آن نگاہ ناز کہ اول دلم ربود
عمرت دراز باد ہمان تیرم آرزوست
o naz cilvesinin bakışı nerede ki ilk bakışta gönlümü elimden aldı
Allah ömrünü uzun kılsın : ben yine o bakış okunu istiyorum.
allame ikbal payamı maşrık
سعدی دیوان اشعار غزلیات
دردیست درد عشق که هیچش طبیب نیست
گر دردمند عشق بنالد غریب نیست
Aşk derdi öyle bir derd ki hiç bir zaman tabibi yok
Eğer aşık, derdiyle feryad ederse bu garib değil
دانند عاقلان که مجانین عشق را
پروای قول ناصح و پند ادیب نیست
akıl ehli olanlar bilirki , aşk divaneleri
ediblerin öğüt ve nasihatlarına teveccüh göstermezler
هر کو شراب عشق نخوردهست و درد درد
آنست کز حیات جهانش نصیب نیس
her kim o aşk ve derd şarabından içmediyse
onun dünya hayatından bir nasibi yoktur.
در مشک و عود و عنبر و امثال طیبات
خوشتر ز بوی دوست دگر هیچ طیب نیست
misk , öd ve amber kokularının emsalleri de olsa
yar kokusunda daha güzel koku yoktur.
صید از کمند اگر بجهد بوالعجب بود
ور نه چو در کمند بمیرد عجیب نیست
avcının kemendinden kurtulursa bir av bu garibtir.
eğer sevgilinin kemendinde can verirse aşık , bu garib değil
گر دوست واقفست که بر من چه میرود
باک از جفای دشمن و جور رقیب نیست
eğer sevgili benim ne çektiğime ufuf olursa
ben dümanın cefasından, rakibin zulmenden korkmuyorum.
بگریست چشم دشمن من بر حدیث من
فضل از غریب هست و وفا در قریب نیست
benim macerama düşman bile ağladı
garib olan lütufta bulundu.karib olanda bir vefa yok
garib:yabancı karib:dost yakın olan
از خنده گل چنان به قفا اوفتاده باز
کو را خبر ز مشغله عندلیب نیست
Gül goncası açmanın zevkinden tebessümü aşığın ardına düştü
ki o bülbülün bu meşgaleden haberi yok.
sevmek aşktan üstündür
. دوست داشتن از عشق برتر است دکتر شریعتی
ﮐﺘﺎب »ﻫﻨﺮ ﻋﺸﻖ ورزﯾﺪن« را ﻣﯽ ﺧﻮاﻧﺪم ﮐﻪ در آن ارﯾﮏ ﻓﺮوم، ﺑﺎ ﺳﺮ ﻫﻢ ﮐﺮدن ﺣﺮف ﻫﺎي ﮐﺴﺎﻧﯽ ﭼﻮن ﮐﻨﺘﯽ و ﮐﯽ ﯾﺮ ﮐﻪ ﮔﺎرد و ﺳﺎرﺗﺮ و ﮐﺎﻣﻮ، ﻣﯽ ﮐﻮﺷﺪ ﺗﺎ ﺑﻪ ﻧﻔﻊ »اوﻣﺎﻧﯿﺴﻢ« ﮔﻠﻪ ﮔﺸﺎدي ﮐﻪ ﺗﺒﻠﯿﻎ ﻣﯽ ﮐﻨﺪ، ﻋﺸﻖ ﻫﺎ را ﺗﻮﺟﯿﻪ و ﺗﻔﺴﯿﺮ ﮐﻨﺪ و، ﺑﺎ ﺑﯿﺎن زﯾﺒﺎ و رواﻧﮑﺎوي ﻫﻨﺮﻣﻨﺪاﻧﻪ اي ﮐﻪ دارد، ﺑﻪ »ﺗﺤﻠﯿﻞ ارﺷﺎدي« ﻋﺸﻖ ﻫﺎ، ﺑﻪ ﺳﻮد »ﺑﺸﺮﯾﺖ« و ﺑﻪ ﻧﻔﻊ »اﺟﺘﻤﺎع«! ﺑﭙﺮدازد. ﻣﻦ در ﻓﻬﺮﺳﺖ ﺟﺎﻣﻌﯽ ﮐﻪ او از ﻫﻤﻪ اﻧﻮاع ﻋﺸﻖ ﻫﺎ داده اﺳﺖ، از ﻋﺸﻖ زن و ﻣﺮد و ﻣﺮدم و وﻃﻦ و ﭘﺪر و ﻓﺮزﻧﺪ و اﻧﺴﺎن و ﺧﺪا... ﻫﺮﭼﻪ ﮔﺸﺘﻢ آﻧﭽﻪ را ﮐﻪ دل ﻣﻦ ﺳﺎﻟﻬﺎ اﺳﺖ ﺑﺎ آن آﺷﻨﺎ اﺳﺖ ﻧﯿﺎﻓﺘﻢ و آن ﺗﻨﻬﺎ ﻋﺸﻘﯽ اﺳﺖ ﮐﻪ »زاده اﻧﺴﺎن« اﺳﺖ، ﮐﻪ دﯾﮕﺮ ﻋﺸﻖ ﻫﺎ ﻫﻤﻪ ﺗﺤﻤﯿﻠﯽ ﻃﺒﯿﻌﺖ اﺳﺖ و ﻣﻘﺘﻀﺎي ﺧﻠﻘﺖ، ﭼﻪ، اﯾﻦ ﻣﻌﺸﻮق ﻫﺎ را ﻫﻤﻪ ﻃﺒﯿﻌﺖ ﺑﺮاي ﻣﺎ ﺗﻌﯿﯿﻦ ﻣﯽ ﮐﻨﺪ و ﻏﺮﯾﺰه ـ ﮐﻪ ﻣﺄﻣﻮر وي اﺳﺖ ـ ﻣﺎ را، ﺑﯽ ﺧﻮﯾﺸﺘﻦ، واﻣﯽ دارد ﮐﻪ ﻋﺸﻖ ﺑﻮرزﯾﻢ و ﺗﻨﻬﺎ ﯾﮏ ﻋﺸﻖ اﺳﺖ ﮐﻪ آن »ﻣﻦ ﻧﺎب و آزاد و ﺻﻤﯿﻤﯽ« اﻧﺴﺎﻧﯽ، آن ﺧﻮد ﺧﻮد ﻣﺎ، ﺑﯽ ﺗﺤﻤﯿﻞ ﻃﺒﯿﻌﺖ و ﺑﯽ اﻗﺘﻀﺎي ﻣﺰاج و ﻣﺼﻠﺤﺖ و ﻣﻨﻔﻌﺖ، »اﻧﺘﺨﺎب« ﻣﯽ ﮐﻨﺪ و آن
دوﺳﺖ داﺷﺘﻦ از ﻋﺸﻖ ﺑﺮﺗﺮ اﺳﺖ
ﮐﺸﺶ اﺳﺮارآﻣﯿﺰ دو روﺣﯽ اﺳﺖ ﮐﻪ ﻃﻌﻢ ﻣﺮﻣﻮز ﺧﻮﯾﺸﺎوﻧﺪي ﺷﮕﻔﺘﯽ را ـ ﮐﻪ رﯾﺸﻪ در ﺟﻬﺎﻧﯽ دﯾﮕﺮ دارد ـ از ﯾﮑﺪﯾﮕﺮ ﻣﯽ ﭼﺸﻨﺪ و رﻧﮓ ﻫﻢ ﻧﮋادي ﻣﺎوراﯾﯽ ﯾﯽ را در ﺳﯿﻤﺎي ﻫﻢ ﻣﯽ ﺑﯿﻨﻨﺪ و ﻫﻤﭽﻮن دو ﻫﻢ وﻃﻦ، ﻧﺎﮔﺎه، در اﯾﻦ ﮐﺸﻮر ﻏﺮﯾﺐ زﻧﺪﮔﯽ، ﺑﻪ ﺗﺼﺎدﻓﯽ، ﺑﺮ ﺳﺮ راه ﯾﮑﺪﯾﮕﺮ ﻗﺮار ﻣﯽ ﮔﯿﺮﻧﺪ و در ﻧﺨﺴﺘﯿﻦ دﯾﺪار، ﯾﮑﺪﯾﮕﺮ را »ﺑﺎز ﻣﯽ ﺷﻨﺎﺳﻨﺪ« و ﻫﺮ ﻟﺤﻈﻪ، ﺧﻄﻮط آﺷﻨﺎﯾﯽ و ﺧﻮﯾﺸﺎوﻧﺪي ﻋﻤﯿﻖ و روﺷﻨﯽ ـ ﮐﻪ ﮐﺘﻤﺎن ﻧﺎﭘﺬﯾﺮ اﺳﺖ ـ در ﻫﻢ ﻣﯽ ﺧﻮاﻧﻨﺪ و ﭘﯿﻮﻧﺪي اﯾﻦ ﭼﻨﯿﻦ، ﻧﻪ از آن ﮔﻮﻧﻪ ﻋﺸﻖ ﻫﺎ اﺳﺖ ﮐﻪ ﺑﻪ ﭼﺸﻢ ارﯾﮏ ﻓﺮوم آﯾﺪ ﮐﻪ اوﻣﺎﻧﯿﺴﺖ اﺳﺖ و اوﻣﺎﻧﯿﺴﺖ،
«ﺑﻪ ﻫﺮﺣﺎل، ﯾﮏ ﮐﻠﯽ ﻧﮕﺮ ﺳﺎده ﺧﻮش ﻗﻠﺒﯽ اﺳﺖ و از آﻧﭽﻪ در ﺑﺮﺧﯽ »درون ﻫﺎ
ﻣﯽ ﮔﺬرد ﭼﻪ ﺧﺒﺮ دارد؟ و ﭼﻪ ﻣﯽ داﻧﺪ ﮐﻪ از آن ﻋﺸﻖ ﻫﺎ ﮐﻪ ﻫﻤﻪ ﺣﯿﻠﻪ ﻫﺎﯾﯽ اﺳﺖ ﺗﺎ ﺑﺸﺮ را ﮐﺎرﮔﺰار ﻃﺒﯿﻌﺖ ﮐﻨﻨﺪ و ﺧﺪﻣﺘﮕﺰار اﺟﺘﻤﺎع، ﻋﺸﻖ ﺑﺰرﮔﺘﺮي ﻧﯿﺰ وﺟﻮد دارد ﮐﻪ ﻫﻤﭽﻮن دﯾﮕﺮ ﻋﺸﻖ ﻫﺎ اﺑﺰار ﮐﺎر ﻧﯿﺴﺖ و آن ﻋﺸﻖ اﻧﺴﺎن ﺑﻪ اﻧﺴﺎن، ﻋﺸﻖ ﯾﮏ روح ﺑﻪ ﯾﮏ روح اﺳﺖ. ﯾﮏ روح ﺗﻨﻬﺎ و ﻧﯿﺎزﻣﻨﺪ ﺑﻪ ﯾﮏ روح زﯾﺒﺎ و ﻧﻔﯿﺲ و ﺛﺮوﺗﻤﻨﺪ، ﻋﺸﻖ ﯾﮏ »ﺧﻮﯾﺸﺎوﻧﺪ« ﺑﻪ »ﺧﻮﯾﺸﺎوﻧﺪ« ﺧﻮد، در اﯾﻦ اﻧﺒﻮه ﺧﻠﻖ ﮐﻪ
«ﻫﻤﭽﻮن ﺣﺸﺮات از زﻣﯿﻦ ﻣﯽ روﯾﻨﺪ و ﻫﺮ ﯾﮏ ﺑﻪ »ﻣﺼﻠﺤﺘﯽ« در اﯾﻦ »روزﻣﺮﮔﯽ
آﻟﻮده، در ﻫﻢ ﻣﯽ ﻟﻮﻟﻨﺪ و ﻣﯽ ﻣﯿﺮﻧﺪ.
دوﺳﺖ داﺷﺘﻦ از ﻋﺸﻖ ﺑﺮﺗﺮ اﺳﺖ
درﯾﻐﻢ آﻣﺪ ﮐﻪ آن را ﻧﯿﺰ »ﻋﺸﻖ« ﺑﻨﺎﻣﻢ ﮐﻪ ﺷﺎﻋﺮان آﻟﻮده اش ﮐﺮده اﻧﺪ. ﺧﻮاﺳﺘﻢ »ارادت« ﺑﺨﻮاﻧﻢ، ﻣﻼﻫﺎ ﺑﻪ ﺣﻤﺎﻗﺘﺶ ﮐﺸﺎﻧﺪه اﻧﺪ. ﮔﻔﺘﻢ ﺑﻬﺘﺮﯾﻦ ﮐﻠﻤﻪ در اﯾﻨﺠﺎ »ﺧﻮﯾﺸﺎوﻧﺪي« اﺳﺖ، ﺧﻮﯾﺸﺎوﻧﺪي دو روح، دو ﺑﯿﮕﺎﻧﻪ: ﺑﺎ ﻟﻄﺎﻓﺖ زﯾﺒﺎﯾﯽ ﮐﻪ در ﺳﺎﺧﺘﻤﺎن اﯾﻦ ﮐﻠﻤﻪ اﺳﺖ: »ﺧﻮﯾﺶ« و »وﻧﺪ«! ﺗﺮﺳﯿﺪم ﮐﻪ ﻧﻔﻬﻤﻨﺪ. ﺑﻪ ﻫﺮﺣﺎل ﻣﯽ ﮔﻮﯾﻢ: دوﺳﺖ داﺷﺘﻦ. و ﻣﻘﺼﻮدم ﻋﺸﻖ و ارادت و اﯾﻤﺎن دو روح آﺷﻨﺎي ﺧﻮﯾﺸﺎوﻧﺪ اﺳﺖ. دو »اﻧﺴﺎﻧﯽ« ﮐﻪ ﺟﺰ آن ﺧﻤﯿﺮه ﺻﻤﯿﻤﯽ و ﻧﺎب و ﻣﻨﺰﻫﯽ ﮐﻪ »ﻣﻦ اﻧﺴﺎﻧﯽ ﺧﺎﻟﺺ« ﻫﺮ ﮐﺴﯽ را ﻣﯽ ﺳﺎزد، ﻫﯿﭻ ﻣﺼﻠﺤﺘﯽ و ﺿﺮورﺗﯽ آﻧﺎن را ﺑﻪ ﯾﮑﺪﯾﮕﺮ ﻧﻤﯽ ﭘﯿﻮﻧﺪد، ﭘﯿﻮﻧﺪي ﮐﻪ ﻧﻪ ﻃﺒﯿﻌﺖ، ﻧﻪ ﺧﻠﻘﺖ، ﺑﻠﮑﻪ ﺗﻨﻬﺎﯾﯽ ﻣﯿﺎن دو ﺗﻨﻬﺎي
ﺧﻮﯾﺸﺎوﻧﺪ ﺑﺴﺘﻪ اﺳﺖ و... ﻧﻤﯽ داﻧﻢ ﭼﻪ ﺑﮕﻮﯾﻢ؟
ﺑﻪ ﻫﺮﺣﺎل، آﻧﭽﻪ ﻣﻦ از ﻣﺎﺳﯿﻨﯿﻮن در ﻣﻐﺰ اﺳﺘﺨﻮاﻧﻢ، در ﻋﻤﻖ ﻓﻄﺮﺗﻢ، اﺣﺴﺎس ﻣﯽ ﮐﻨﻢ. آن ﮐﻪ در ﺣﯿﺎﺗﺶ اﺣﺴﺎس ﻣﯽ ﮐﺮدم ﻫﺮ روز، دﺳﺖ در دﺳﺖ او، ﺑﻪ آن »ﻧﻤﯽ داﻧﻢ ﮐﺠﺎﯾﯽ« ﮐﻪ ﻫﻤﻮاره ﺣﺴﺮت دور اﻓﺘﺎدﻧﺶ را دارﯾﻢ، ﻧﺰدﯾﮏ ﺗﺮ ﻣﯽ ﺷﻮم، و در ﻧﮕﺎﻫﺶ، آن »ﻧﻤﯽ داﻧﻢ ﮐﻪ«اي را ﮐﻪ ﻫﻤﯿﺸﻪ در اﻧﺘﻈﺎر ﺑﺎز ﯾﺎﻓﺘﻨﺶ ﺑﯽ آراﻣﯿﻢ ﻣﯽ ﺑﯿﻨﻢ و اﮐﻨﻮن، ﭘﻨﺞ ﺳﺎل اﺳﺖ ﮐﻪ ﻫﺮ روز در ﻣﺮﮔﺶ ﻋﺰادارﺗﺮ ﻣﯽ ﺷﻮم و ﻫﺮ ﭼﻪ
ﻣﯽ ﮔﺬرد، ﺑﻪ روز آن »واﻗﻌﻪ« ﻧﺰدﯾﮏ ﺗﺮ.
او ﺑﻮد ﮐﻪ ﺑﻪ ﻣﻦ آﻣﻮﺧﺖ ﮐﻪ:
دوﺳﺖ داﺷﺘﻦ از ﻋﺸﻖ ﺑﺮﺗﺮ اﺳﺖ. ﻋﺸﻖ ﯾﮏ ﺟﻮﺷﺶ ﮐﻮر اﺳﺖ و ﭘﯿﻮﻧﺪي از ﺳﺮ ﻧﺎﺑﯿﻨﺎﯾﯽ. اﻣﺎ دوﺳﺖ داﺷﺘﻦ ﭘﯿﻮﻧﺪي ﺧﻮدآﮔﺎه و از روي ﺑﺼﯿﺮت روﺷﻦ و زﻻل. ﻋﺸﻖ ﺑﯿﺸﺘﺮ از ﻏﺮﯾﺰه آب ﻣﯽ ﺧﻮرد و ﻫﺮﭼﻪ از ﻏﺮﯾﺰه ﺳﺮ زﻧﺪ ﺑﯽ ارزش اﺳﺖ و دوﺳﺖ داﺷﺘﻦ از روح ﻃﻠﻮع ﻣﯽ ﮐﻨﺪ و ﺗﺎ ﻫﺮﺟﺎ ﮐﻪ ﯾﮏ روح ارﺗﻔﺎع دارد، دوﺳﺖ
داﺷﺘﻦ ﻧﯿﺰ ﻫﻤﮕﺎم ﺑﺎ آن اوج ﻣﯽ ﯾﺎﺑﺪ.
Geçenlerde, Erich Fromm’un, Kant, Kierkegaard, Sartre ve Camus gibi kimselerin Sözlerini art arda dizerek, hümanizm propagandası yapmaya, aşkları izaha ve yoruma çalıştıgı, o güzel ifade tarzı ve psikanalistik üslübuyla insanlıgın ve toplumun yararına ”aşklara yol gösterici tahlillerde bulundugu “Sevme Sanatı” adlı!kitabını okuyordum. Ben, onun, kadın, erkek, halk, vatan, baba, oğul insan ,tanrı aşkı gibi bütün aşk türlerini sundugu geniş listede,bütün aramalarıma rağmen yüreğimin yıllardır aradığı aşkı bulamadım.Benim aradıgım aşk, insandan dogan tek aşktır.Diğer aşkların hepsi tabiatın dayatmalarıdır. yaratılışın bir gereğidir.
Çünkü bu sevgililerin tümünü bizim için belirleyen tabiattır.Onun memuru olan içgüdü, bizi elimizde olmadan aşk duymaya zorlar.Insanın saf, özgür ve samimi ben’ini, bizim kendi kendiligimizi, tabiatın dayatması olmadan, mizaç, maslahat ve menfaat icabı olmaksızın seçen biricik aşk türü budur. Bu aşk, kökleri bir başka dünyada olan, hayret verici bir yakınlığın gizemli tadını birbirinden tadan, maveraya'ait bir türdeşlik rengini birbirlerinin yüzlerinde gören, iki vatandaş gibi, ansızın bu yabancı hayat ülkesinde rastlantı sonucu birbirlerinin yoluna çıkan ve daha ilk görüşte birbirlerini tanıyan, birbirlerinin yüzlerindeki gizlenmesi imkânsız derin ve parlak tanşıklık ve bağlılık
çizgisini okuyan iki ruh arasındaki esrarengiz çekimdir. Böyle bir bağ, bir hümanist olan Erich Fromm ’un gözüne görünen o türden aşklardan degildir.
Hümanist, temiz kalpli, saf ve olaylara genel bakış açısıyla bakan biridir. Onun bazı yüreklerden geçenlerden ne haberi olabilir ki?insanlığı ve tabiatin ve toplumun hizmetçisi haline getiren tümüyle hileden ibaret aşklardan başka ,öteki aşklar gibi bir iş aracı olmayan daha büyük bir aşkın insanın insana bir ruhun diğer bir ruha duyduğu aşkın var olduğunu nereden bilsin ? yalnız bir başka güzel temiz ve zengin bir ruha ihtiyaç duyan bir ruh … bir yakının kendi yakınına duyduğu aşk ...böcekler gibi yerin altından çıkıp ,her biri şu kirli gündelik yaşam içinde bir menfaat için kıvranan ve ölüp giden bu halk yığınlarının içinde !
Şairlerin kirlettigi bu hale aşk adını vermeye kıyamadım. Adına “baglılık“ demek istedim. ama onu da mollalar ahmaklığa sürüklemişler. Burada en iyi kelimenin "yakınlık” olacagını düşündüm ; iki ruhun, iki yabancının yakınlığı. Bu kelimenin “ yakınlık” yapısında var olan inceliğe ve güzelliğe rağmen anlamazlar diye korktum. Neyse işte: “Sevmek” diyorum ben buna. Bundan maksadım, birbiriyle tanışık ve yakın olan iki ruhun aşkı bağlılığı ve imanı. Herkesin saf insani benligini oluşturan, o içten, temiz ve münezzeh mayadan başka hiçbir maslahat ve zorunluluk yüzünden birbirlerine bağlanmayan iki insan. Tabiatın ve yaratılışın degil, birbirine yakın iki yalnızın yalnızlığının bağladığı bir bağlılık. .. Ne desem bilmem ki? Işte benim ta iliklerimde, fıtratımın derinliklerinde Massignon için hissettiklerim. Yaşadıgı sırada duyduklarım, her gün, onunla el ele, uzak kalışımız yüzünden daima özlemini çektiğimiz “bilmem nereye’ doğru yaklaşıyorum. Onun bakışlarında, hep yeniden bulmak üzere bekleyiş yüzünden huzursuz olduğumuz “bilmem kim”i
görüyorum. Şu anda, beş yıldan beri ölümüne daha çok yas tutuyorum. Üzerinden zaman geçtikçe, o “ölüm ” gün üne daha çok yaklaşıyorum.
Sevmenin aşktan daha üstün olduğunu bana ögreten odur.
Sevmek, aşktan daha üstündür. Aşk, kör bir coşku, körlükten doğan bir bağdır. Oysa sevmek, aydınlık ve tertemiz bir görüşten kaynaklanan bilinçli bir bağdır. Aşk, gıdasını daha çok içgüdüden alır; oysa içgüdüden kaynaklanan her şey degersizdir. Sevmek ruhtan dogar; sevgi, bir ruhun yükselebildiği her zirveye onunla birlikte tırmanır.
ای خواننده لطفا نظر بدهید
YanıtlaSiley okuyucu lütfen yorum yapınız
YanıtlaSil