در اندرون من خسته دل ندانم کیست
که من خموشم و او در فغان و در غوغاست
Şu dertli ve yorgun gönlümde kim vardır bilmem
Ki ben suskunum, O ise feryad u figan etmekte
Ki ben suskunum, O ise feryad u figan etmekte
hafız
مردی ز کنندهٔ در خیبر پرس
اسرار کرم ز خواجهٔ قنبر پرس
گر طالب فیض حق به صدقی حافظ
سر چشمهٔ آن ز ساقی کوثر پرس
yiğitliği hayber kapısını sökene sor
kerem sırlarını kanberin efendisinde sor
doğrulukla hakkın feyzine talibsen hafız
bunun kaynağını kevser sakisine sor
kerem sırlarını kanberin efendisinde sor
doğrulukla hakkın feyzine talibsen hafız
bunun kaynağını kevser sakisine sor
غزل شمارهٔ ۱۵۲ حافظ غزلیات
در ازل پرتو حسنت ز تجلی دم زد
عشق پیدا شد و آتش به همه عالم زد
ezelde güzelliğin ışığı tecelli edince
aşk peyda etti ateş bütün alemi yaktı.
جلوهای کرد رخت دید ملک عشق نداشت
عین آتش شد از این غیرت و بر آدم زد
yüzü cilve edince gördü ki meleklerde aşk yoktur.
gayrete geldi ateş oldu insan oğlunu tutuşturdu.
عقل میخواست کز آن شعله چراغ افروزد
برق غیرت بدرخشید و جهان برهم زد
akıl çırağını o şuleden yakmak isteyince
berk (şimşek) gayrete gelip bütün cihanı birbirine kattı
مدعی خواست که آید به تماشاگه راز
دست غیب آمد و بر سینه نامحرم زد
iddiacı gelip sırları temaşa etmek isteyince
gayb eli geldi namahremi göğsünden iteledi
دیگران قرعه قسمت همه بر عیش زدند
دل غمدیده ما بود که هم بر غم زد
diğerleri kısmetlerinde güzel yaşama kurasını çekti.
ne varki bizim gamlı gönlümüz yine gam kurasını çekti
جان علوی هوس چاه زنخدان تو داشت
دست در حلقه آن زلف خم اندر خم زد
yüce canlarımız heveslerken çenenin çukuruna düşmeyi
senin büklüm büklüm zülüflerine tutundu.
حافظ آن روز طربنامه عشق تو نوشت
که قلم بر سر اسباب دل خرم زد
hafız mutlu bir gönüle sahip olmanın şartlarını yazdığı gün
kaleme almış oldu aşkının neşe mektubunu
عاشقی کو؟ که بشنود آواز
aşk , perdei tecelliyatı cemaliyede
maşukluk sazını çaldığında. onun avazını işitecek bir aşık nerede.? هر نفس پردهای دگر ساز هر زمان زخمهای کند آغاز her nefes maşukluk yüzünden
başka bir nağme terennüm eyler her zaman aşıklık yüzünden
lisanı hal istidadıyla başka bir tecelli taleb eder. همه عالم صدای نغمه اوست که شنید این چنین صدای دراز؟ bütün alem onun nağmesinin sedasının tecellisidir bu tecelli ebeden ve ebediyyen .devam edecektir راز او از جهان برون افتاد خود صدا کی نگاه دارد راز؟ onun sırrı cihanın haricinde zuhur etti sedamız nasıl sırrı ketmedip saklayabilir سر او از زبان هر ذره هم تو بشنو، که من نیم غماز her zerre onun sırrını kendi diliyle ifşa ediyor kendin kulak ver ki duyasın. ben gammaz değilim
maşukluk sazını çaldığında. onun avazını işitecek bir aşık nerede.? هر نفس پردهای دگر ساز هر زمان زخمهای کند آغاز her nefes maşukluk yüzünden
başka bir nağme terennüm eyler her zaman aşıklık yüzünden
lisanı hal istidadıyla başka bir tecelli taleb eder. همه عالم صدای نغمه اوست که شنید این چنین صدای دراز؟ bütün alem onun nağmesinin sedasının tecellisidir bu tecelli ebeden ve ebediyyen .devam edecektir راز او از جهان برون افتاد خود صدا کی نگاه دارد راز؟ onun sırrı cihanın haricinde zuhur etti sedamız nasıl sırrı ketmedip saklayabilir سر او از زبان هر ذره هم تو بشنو، که من نیم غماز her zerre onun sırrını kendi diliyle ifşa ediyor kendin kulak ver ki duyasın. ben gammaz değilim
فخرالدین عراقی
fahreddin ırak i lemaat
اسرار خودی
دی شیخ با چراغ ہمی گشت گرد شھر
کز دام و دو ملولم و انسانم آرزوست
زین ہمرہان سست عناصر دلم گرفت
شیر خدا و رستم دستانم آرزوست
گفتم کہ یافت می نشود جستہ ایم ما
گفت آنچہ یافت می نشود آنم آرزوست
مولانا جلال الدین رومی
Dün şeyh! elinde lamba ile şehrin etrafında dolaşiyordu.
Bıktım! dedi şu vahşi hayvanlardan insan arıyorum insan
Bu gevşek yapılı vefasız yoldaşlardan usandım
Allahın aslanı ve Rüstemi destanı arıyorum
dedim bulamazsın biz çok aradık bulamadık. şeyh dedi işte ben o bulunmayanı arıyorum. odur arzum
بسم اللہ الرحمن الرحیم
’’نیست در خشک و تر بیشۂ من کوتاہی‘‘
’’چوب ہر نخل کہ منبر نشود دارکنم‘‘
نظیری نیشابوری
benim ormanımda ister kuru, ister yaş olsun , işe yaramayan kısa ağaç yoktur. minber olmayan her hurma ağacını
dar ağacı yaparım
nazıri nişaburi
راہ شب چون مہر عالمتاب زد
گریۂ من بر رخ گل ، ب زد
gecenin yolu güneş gibi alemi nuruyla aydınlattı
benim gözyaşlarım her çiçek
yapraklarını suladı
اشک من از چشم نرگس خواب شست
سبزۂ از ہنگامہ ام بیدار رست
Benim gözyaşım nergizin gözünden
uykuyu yıkadı
çemenler benim feryadımla uyandı yeşerdi
باغبان زور کلامم زمود
مصرعی کارید و شمشیری درود
Bahçevan sözümün gücünü denedi
bir mısra ekip bir kılıç biçti
در چمن جز دانۂ اشکم نکشت
تار افغانم بہ پود باغ رشت
çemende gözyaşı taneciklerimden başkası dolaşmadı
feryadımın telinden bağçe nin sazını yaptı
ذرہ ام مہر منیر ن من است
صد سحر اندر گریبان من است
zerreyim bu parlayan güneş benimdir
yüzlerce seher benim yakamdadır
خاک من روشن تر از جام جم است
محرم از نازادہای عالم است
benim toprağım cem in kadeğinden daha parlaktır
bana mahrem olan nice sırlar bu alemde doğmamıştır
فکرم ن ہو سر فتراک بست
کو ہنوز از نیستی بیرون نجست
fikrim; henüz yokluktan varlık alemine sıçramamış olan
ceylanı avlayım atının terkisine bağlamıştır
سبزہ نا روئیدہ زیب گلشنم
گل بشاخ اندر نہان در دامنم
çemen ki yeşermemiş bitmemiş. benim gülşenimi süsler
dalında henüz açmamış gül benim eteğimdedir
محفل رامشگری برھم زدم
زخمہ بر تار رگ عالم زدم
Çalgıcıların meclislerini birbirine kattım
Kainat damarının telini saz gibi çaldım
بسکہ عود فطرتم نادر نوا ست
ہم نشین از نغمہ ام نا شنا ست
Varlığımın udu öyle ender makamlar çalar. Ki
bana yoldaş olanlar o makamlara yabancıdır
در جہان خورشید نوزائیدہ ام
رسم و ئین فلک نادیدہ ام
Güneşin dünyasında yeni doğmuşum
Bu alemde yerleşen bütün töreleri reddetmişim
رم ندیدہ انجم از تابم ہنوز
ہست نا شفتہ سیمابم ہنوز
benim ışığımın parlaklığından henüz yıldızlar ürkmemiş
ben henüz harekete geçmemiş bir cıvayım
بحر از رقص ضیایم بی نصیب
کوہ از رنگ حنایم بی نصیب
Deniz, benim ziyamın raksından henüz nasip almamış
Dağ, benim kınamın rengine henüz boyanmamış
خوگر من نیست چشم ہست و بود
لرزہ بر تن خیزم از بیم نمود
Varlık ve yokluk henüs benim adetimi görmedi
ben görünmek korkusuyla titreyerek yerinde duramıyorum
بامم از خاور رسید و شب شکست
شبنم نو برگل عالم نشست
Benim sabahım, şarktan zuhur etti ve gece bozguna uğradı
Alemin gül’ü üzerine yeni bir şebnem kondu
انتظار صبح خیزان می کشم
ای خوشا زرتشتیان تشم
Artık Sabah erken kalkanları bekliyorum
Benim ateşimin zertüştileri ne güzeldir
نغمہ ام ، از زخمہ بی پرواستم
من نوای شاعر فرداستم
nağme im mıdrap tan pervasızım
ben yarınki şairin sesiyim
عصر من دانندۂ اسرار نیست
یوسف من بہر این بازار نیست
asrım sırları bilen asr değildir
benim yusufum bu pazara ait değildir
ناامید استم ز یاران قدیم
طور من سوزد کہ مے ید کلیم
eski dostlardan ümidi kestim
benim Tur dağım kelim (musa) geliyor diye yanıyor
قلزم یاران چو شبنم بی خروش
شبنم من مثل یم طوفان بدوش
dostların denizi şebnem gibi durgun
benim şebnebim omuzunda deniz gibi tufanlar taşıyor
نغمہ ی من از جہان دیگر است
این جرس را کاروان دیگر است
benim nağmem başka bir alemdendir
bu çan başka bir kervanın çanıdır
ای بسا شاعر کہ بعد از مرگ زاد
چشم خود بر بست و چشم ما گشاد
nice şair vardırki öldükten sonra doğdu
kendi gözünü kapattı bizim gözümüzü açtı
رخت باز از نیستی بیرون کشید
چون گل از خاک مزار خود دمید
yokluktan kendini varlığa çıkardı
kendi mezar toprağında çiçekler gibi açtı
کاروان ہا گرچہ زین صحرا گذشت
مثل گام ناقہ کم غوغا گذشت
Bu sahradan nice kervanlar geçti
fakat deve adımı gibi sessiz sedasız geçti
عاشقم ، فریاد ، ایمان من است
شور حشر از پیش خیزان من است
aşıkım, feryadım imanımdır.benim
mahşer, benim kopardığım kıyametlerden bir tanesidir
نغمہ ام ز اندازۂ تار است بیش
من نترسم از شکست عود خویش
nağmem sazın teline gelir
ben udumun kırılmasından korkmam
قطرہ از سیلاب من بیگانہ بہ
قلزم از شوب او دیوانہ بہ
katre benim selime bigane kalsın iyidir
deniz onun hengamesinden deli divane olsun iyidir
در نمے گنجد بجو عمان من
بحرہا باید پے طوفان من
benim ummanım alemlere sığmaz
benim tufanımı denizler takip etmeli
غنچہ کز بالیدگی گلشن نشد
در خور ابر بھار من نشد
gonca gülistan gibi neşvü nema değilse
baharımın bulutuna layık değildir
برقہا خوابیدہ در جان من است
کوہ و صحرا باب جولان من است
canımda yıldırımlar uykuya dalmış
dağ ve sahralar benim cevelangah kapımdır
پنجہ کن با بحرم ار صحراستی
برق من در گیر اگر سیناستی
eğer sahra isen denizimle pençeleş
eğer turi sina isen benim şimşeğimi yakala
چشمۂ حیوان براتم کردہ اند
محرم راز حیاتم کردہ اند
bana abı hayatın beratını verdiler
hayatın sırrını mahremim yaptılar
ذرہ از سوز نوایم زندہ گشت
پر گشود و کرمک تابندہ گشت
zerreler benim nağme min ateşinde canlandılar
kanat açarak ateş böcekleri haline geldiler
ہیچکس ، رازی کہ من گویم ، نگفت
ہمچو فکر من در معنی نسفت
hiç kimse söylediğim sırrı anlamadı
benim düşüncem gibi kimse mana incisi delmedi
سر عیش جاودان خواہی بیا
ہم زمین ، ھم آسمان خواہی بیا
eğer ebedi hayatın sırrını istiyorsan gel
eğer yer ve göğü istiyorsan gel
پیر گردون بامن این اسرار گفت
از ندیمان رازہا نتوان نہفت
Bu evrenin piri bana bu sırları söyledi
elbette dostlardan sır gizlenemez
ساقیا برخیز و می در جام کن
محو از دل کاوش ایام کن
ey saki! kalk kadehe mey koy
günleri arama endişesini gönlümden sil,at
شعلہ ی بی کہ اصلش زمزم است
گر گدا باشد پرستارش جم است
o şule ki aslı zemzem dir
eğer bir dilenci olsa da hizmetçisi cem olur
می کند اندیشہ را ہشیار تر
دیدہ ی بیدار را بیدار تر
o düşünceyi daha çok berraklaştırır
o gören gözleri daha iyi keskin görüş verir
اعتبار کوہ بخشد کاہ را
قوت شیران دہد روباہ را
bir saman çöpüne dağ azameti verir
aslanların kuvvetini tilkiye bahşeder
خاک را اوج ثریا میدہد
قطرہ را پہنای دریا میدہد
toprağı süreyyaya kadar yüceltir
katreye derya genişliği verir
خامشی را شورش محشر کند
پای کبک از خون باز احمر کند
suskunluğa mahşer çoşkusu verir
kekliğin ayağını şahin kanıyla kırmızıya boyar
خیز و در جامم شراب ناب ریز
بر شب اندیشہ ام مہتاب ریز
kalk kadeğime tertemiz saf şarap dök
düşüncemin gecelerine mehtap nurunu dök
تا سوی منزل کشم وارہ را
ذوق بیتابے دہم نظارہ را
ta ki bu avare ruhu menzile doğru çekeyim
dermansız zevklere bakış zevkini vereyim.
گرم رو از جستجوی نو شوم
روشناس رزوی نو شوم
yeni arama yolunda ateşli giden olayım
yeni bir arzu yolunda meşhur olayım
چشم اھل ذوق را مردم شوم
چون صدا در گوش عالم گم شوم
zevk sahiplerine göz bebeği
alemin kulağında seda olayım
قیمت جنس سخن بالا کنم
ب چشم خویش در کالاکنم
sözün kıymet ve değerini yükselteyim
her varlığa göz olayım
باز بر خوانم ز فیض پیر روم
دفتر سر بستہ اسرار علوم
pir i rum un feyzinden yine okuyayım
ilim sırlarının sır defterinden
جان او از شعلہ ہا سرمایہ دار
من فروغ یک نفس مثل شرار
onun canı sermayesi şulelerdir
ben onun, bir nefes parlayan bir kıvılcımıyım
شمع سوزان تاخت بر پروانہ ام
بادہ شبخون ریخت بر پیمانہ ام
yanan bir mum, pervaneme hücum etti
kadehime bade ler gece baskını yaptı
پیر رومی خاک را اکسیر کرد
از غبارم جلوہ ہا تعمیر کرد
pir i rumi toprağı iksir yaptı
gubarımdan cilveler meydana getirdi.
ذرہ از خاک بیابان رخت بست
تا شعاع فتاب رد بدست
çöl toprağından bir zerre
güneş ışığını elde etmek için yola çıktı.
موجم و در بحر او منزل کنم
تا در تابندہ ئی حاصل کنم
ben bir dalgayım onun deryasını menzil edineceğim
orada parlak inciler ortaya çıkaracağım.
من کہ مستی ہا ز صہبایش کنم
زندگانے از نفس ہایش کنم
ben onun şarabından mest olmuşum.
onun nefesiyle yaşam bulmuşum
شب دل من مایل فریاد بود
خامشے از ’’یا ربم‘‘ باد بود
dün gece benim gönlüm feryad etmek istedi
sessizlik “ya rab” “ya rab “ile rüzgar dönüştü.
شکوہ شوب غم دوران بدم
از تہی پیمانگی نالان بةدم
ben devranın gamından feryatlar ettim
kadehimin boşluğundan inleyip durdum
این قدر نظارہ ام بیتاب شد
بال و پر بشکست و خر خواب شد
o kadar baktım ki bakışım, yoruldu
kolum kanadım kırıldı. aklım uyudu
روی خود بنمود پیر حق سرشت
کو بحرف پہلوی قر ن نوشت
yaratılışı hak ile yoğrulan hak piri (mevlana ) yüzünü gösterdi
ki kuranı pehlevi harflerle yazdı
گفت ’’ای دیوانہ ی ارباب عشق
جرعہ ئی گیر از شراب ناب عشق
dedi. “ey aşk erbabının divanesi”
saf ve temiz aşk şarabından bir yudum iç
بر جگر ہنگامہ ی محشر بزن
شیشہ بر سر ، دیدہ بر نشتر بزن
gönlünde bir mahşeri hengame meydana getir.
başına bir şişe , gözüne bir neşter vur.
خندہ را سرمایہ ی صد نالہ ساز
اشک خونین را جگر پرکالہ ساز
gülüşleri yüzlerce feryadın sermayesi yap
kanlı gözyaşlarıyla ciğer ini doldur.
تا بکی چون غنچہ می باشی خموش
نکہت خود را چو گل ارزان فروش
ta ne zaman kadar gonca gibi susacaksın
kendi kokunu gül gibi ucuza sat.
در گرہ ہنگامہ داری چون سپند
محمل خود بر سر تش بہ بند
üzerklik gibi ateşte yan
mahmilini ateşe yükle
چون جرس خر ز ہر جزو بدن
نالہ ی خاموش را بیرون فکن
çan gibi vücudunun her cüzinde bulunan
sessiz kalmış feryatlarını meydana çıkar, dışarı at.
تش استی بزم عالم بر فروز
دیگران را ھم ز سوز خود بسوز
sen ateşsin bezmi alemi yak aydınlat
başkalarını da kendi ateşinle yak
فاش گو اسرار پیر می فروش
موج می شو کسوت مینا بپوش
mey dağıtan pirin sırlarını ifşa et
dalga ol libasını “cam” dan örtün
سنگ شو ئینہ ی اندیشہ را
بر سر بازار بشکن شیشہ را
düşünce aynasına taş ol
pazarın başında şişe kıran ol
از نیستان ہمچو نی پیغام دہ
قیس را از قوم ’’حی‘‘ پیغام دہ
ney gibi neyistandan haber ver
kays (mecnun) için hay kabilesinden haber ver
نالہ را انداز نو ایجاد کن
بزم را از ہاے و ہو باد کن
feryada yeni ölçüler icad et
bezmleri , hay huyla canlandır.
خیز و جان نو بدہ ہر زندہ را
از ’’قم‘‘ خود زندہ تر کن زندہ را
kalk ! diri olanlara yeni bir can bahşet
kendi kalkışından daha canlı kıl her diriyi
خیز و پا بر جادہ ی دیگر بنہ
جوش سودای کہن از سر بنہ
kalk! yolunu değiştir başka yola adım at
eskimiş sevdaların çoşkunluğunu terket
شنای لذت گفتار شو
ای دراے کاروان بیدار شو‘‘
söz lezzetine aşina ol
ey kervan çanı uyanık ol
زین سخن تش بہ پیراہن شدم
مثل نی ہنگامہ بستن شدم
bu söz canıma ateş düşürdü
ney gibi içime binbir feryad düşürdü
چون نوا از تار خود برخاستم
جنتی از بھر گوش راستم
kendi sazımdan nağme gibi yükseldim
her kulağa bir cennet ulaştırdım
بر گرفتم پردہ از راز خودی
وا نمودم سر اعجاز خودی
benlik sırrımın
üzerinden perdesini kaldırdım
benliğin mucizesinin sırrını
gösterdim
بود نقش ہستیم انگارہ ئی
نا قبولی ، ناکسے ، ناکارہ ئی
varlığımın nakşı bir hayalden
ibaretti
kabul görmeyen ,nakıs ve işi olmayan
bir varlık
عشق سوہان زد مرا ، دم شدم
عالم کیف و کم عالم شدم
aşk törpüsüyle adem oldum.
alemin keyfiyet ve kemmiyetine vakıf
oldum
حرکت اعصاب گردون دیدہ ام
در رگ مہ گردش خون دیدہ ام
feleğin sinirlerinin hareketini gördüm
ayın damarında kanın hareketini
gördüm
بہر انسان چشم من شبہا گریست
تا دریدم پردہ ی اسرار زیست
insanlar için gözyaşı dökerek
geceledim
hayat esrarının perdesini yırttım.
از درون کارگاہ ممکنات
بر کشیدم سر تقویم حیات
mümkünat tezgahının içinden
hayat takvimin sırlarını çekip
çıkardım.
من کہ این شب را چو مہ راستم
گرد پای ملت بیضاستم
ben ki geceyi ay’ a dönüştürdüm
beyza milletinin ayağının tozuyum
ملتی در باغ و راغ وازہ اش
تش دلہا سرود تازہ اش
bir millet ki bağ ve yamaçlarda onun
avazesi vardır.
onun yeni şarkısı gönül ateşindendir.
ذرہ کشت و فتاب انبار کرد
خرمن از صد رومی و عطار کرد
zerre oldu güneş biriktirdi
yüzlerce attar ve rumi den harman
yaptı
آہ گرمم ، رخت بر گردون کشم
گرچہ دودم از تبار تشم
sıcak feryadım feleğe ulaştı
gerçi duman isemde aslım ateştir.
خامہ ام از ھمت فکر بلند
راز این نہ پردہ در صحرا فکند
kalemim yüce düşencenin himmetiyle
bu dokuz perdeli sırrı sahralara
döktü
قطرہ تا ہمپایہ ی دریا شود
ذرہ از بالیدگی صحرا شود
eğer bir katre derya olursa
her zerre genişleyip sahra olur
شاعری زین مثنوی مقصود نیست
بت پرستی ، بت گری مقصود نیست
bu mesneviden kastim şairlik
değildir.
maksadım ne putperestlik nede
putçuluk
ہندیم از پارسے بیگانہ ام
ماہ نو باشم تہی پیمانہ ام
ben hindim farsçaya yabancıyım
ben yeni bir ay ım dolunay değilim
حسن انداز بیان از من مجو
خوانسار و اصفہان از من مجو
bende
beyan ve üslup güzelliği arama
hünsar arama isfahan arama
گرچہ ہندی در عذوبت شکر است
طرز گفتار دری شیرین تر است
hind dili her ne kadar şeker gibiyse
derice söyleyiş daha tatlıdır.
فکر من از جلوہ اش مسحور گشت
خامۂ من شاخ نخل طور گشت
benim fikrim onun cilvesinden
büyülendi
benim kalemim tur dağı hurmasının dalı oldu
پارسے از رفعت اندیشہ ام
در خورد با فطرت اندیشہ ام
farsça yüksek düşüncemden olup
düşüncemin tabiatınada uygun geldi
خردہ بر مینا مگیر ای ہوشمند
دل بذوق خردہ ی مینا بہ بن
ey
akıllı insan şişe ye kusur bulma
gönlünü o şişede bulanan mey in
zevkine bağla
اسرارِ خودی اقبال Benliğin sırları