سعدی » دیوان اشعار » غزلیات
برخیز تا یک سو نهیم این دلق ازرق فام را
بر باد قلاشی دهیم این شرک تقوا نام را
kalk ! şu mavi renkli sufi hırkasını bir kenara koyalım. (üzerimizden çıkarıp atalım)
Şu şirk ki ; adını takva koymuşlar. rüzgara verelim. mey içmekle (şarap içmekle )
هر ساعت از نو قبلهای با بت پرستی میرود
توحید بر ما عرضه کن تا بشکنیم اصنام را
bu putperest ; her saat yeni bir kıble ve put'a dönüyor.
tevhidi bana açıkla , arz et. bütün bu sanemleri kırayım.
می با جوانان خوردنم باری تمنا میکند
تا کودکان در پی فتند این پیر دردآشام را
Gönlüm muradı odurki; pir halimde gençlerle şarap içip sarhoş olmak
ta ki çocuklar peşime düşüp, ellerindeki tenekelere vurarak beni rezil rüsvay etsinler.
ta ki çocuklar peşime düşüp, ellerindeki tenekelere vurarak beni rezil rüsvay etsinler.
از مایه بیچارگی قطمیر مردم میشود
ماخولیای مهتری سگ میکند بلعام را
Tevazu ve niyaz içindeki biçarelik ; bir köpeği insan mertebesine ulaştırır
Kendini beğenme ve mecnunu azimet ; insanı Belam'ı baura gibi köpek yapar
Kendini beğenme ve mecnunu azimet ; insanı Belam'ı baura gibi köpek yapar
زین تنگنای خلوتم خاطر به صحرا میکشد
کز بوستان باد سحر خوش میدهد پیغام را
seher rüzgarı bahçelerden güllerin hoş kokularını getirdiğinde
Köşeye çekilmiş. halvetgahımda gönlüm bahçe ve sahranın özlemini çeker.
seher rüzgarı bahçelerden güllerin hoş kokularını getirdiğinde
Köşeye çekilmiş. halvetgahımda gönlüm bahçe ve sahranın özlemini çeker.
غافل مباش ار عاقلی دریاب اگر صاحب دلی
باشد که نتوان یافتن دیگر چنین ایام را
Gafletten elini çek! Eğer akıl sahibi isen
fırsatı ganimet bil! eğer gönül sahibi isen; başka birgüne ulaşmaya gücün yetmez.
fırsatı ganimet bil! eğer gönül sahibi isen; başka birgüne ulaşmaya gücün yetmez.
جایی که سرو بوستان با پای چوبین میچمد
ما نیز در رقص آوریم آن سرو سیم اندام را
Bostan oyle bir yerki orada servi salına salına yürüyor
bizde gümüş tenli, servi endamlı maşukumuzu raksa getirelim
Bostan oyle bir yerki orada servi salına salına yürüyor
bizde gümüş tenli, servi endamlı maşukumuzu raksa getirelim
دلبندم آن پیمان گسل منظور چشم آرام دل
نی نی دلارامش مخوان کز دل ببرد آرام را
o gönül alan, yemin bozan,kendinde gözlerin yakalandığı aşıkın gönlüne sukunet veren o maşuk'u ben
hayır ! hayır! ona del aram (gönle sukunet ve huzur veren) demeyin. gönül onu yüzünden huzr ve kararını yitirdi.
o gönül alan, yemin bozan,kendinde gözlerin yakalandığı aşıkın gönlüne sukunet veren o maşuk'u ben
hayır ! hayır! ona del aram (gönle sukunet ve huzur veren) demeyin. gönül onu yüzünden huzr ve kararını yitirdi.
دنیا و دین و صبر و عقل از من برفت اندر غمش
جایی که سلطان خیمه زد غوغا نماند عام را
onun aşkının derdinden ; dünya ,din,sabr ve akl elimden gitti.
sultan bir yere çadır kurdu ki ;orada sıradan insanlar kavga ve dövüş içindeler .o çadırdan eser kalırmı.hiç
باران اشکم میرود وز ابرم آتش میجهد
sultan bir yere çadır kurdu ki ;orada sıradan insanlar kavga ve dövüş içindeler .o çadırdan eser kalırmı.hiç
باران اشکم میرود وز ابرم آتش میجهد
با پختگان گوی این سخن سوزش نباشد خام را
gözyaşım yağmur gibi akıyor. gönlümün yanışından üzerime ateş yağmakta
bu halimizi sözünü dert çekenlere anlat .ham olanlara söyleme
bu halimizi sözünü dert çekenlere anlat .ham olanlara söyleme
سعدی ملامت نشنود ور جان در این سر میرود
صوفی گران جانی ببر ساقی بیاور جام را
sadi nasihat ve öğüt dinlemez hatta bu yolda canınıda verir.
sufi şu kıymetli canını götür. ey saki sen şarap getir.
sufi şu kıymetli canını götür. ey saki sen şarap getir.
خاور کہ آسمان بکمند خیال اوست
از خویشتن گسستہ و بی سوز آرزوست
Şark ki hayalinin kemendi, gökleri kavrardı.
arzularında ateş kalmamış.kendini kaybetmiş
در تیرہ خاک او تب و تاب حیات نیست
جولان موج را نگران از کنار جوست
onun kara toprağında hayatın güç ve kudreti yoktur.
ırmak kenarında seyre dalmış. dalgaların çoşkusuna uzak
بتخانہ و حرم ھمہ افسردہ آتشی
پیر مغان شراب ہوا خوردہ در سبوست
puthane ve haremde ateşler sönmüş
piri mugan testisine heva heves şarabı doldurmuş.
فکر فرنگ پیش مجاز آورد سجود
بینای کور و مست تماشای رنگ و بوست
Batının fikriyatı mecazın önünde secdeye yatmış
bakışlar kör; renk ve kokunun temaşasında sarhoş olmuş.
گردندہ تر ز چرخ و ربایندہ تر ز مرگ
از دست او بہ دامن ما چاک بی رفوست
Felekten daha dönek , ölümden daha çok ,çalan
o batının elindeki yama ;bizim eteğimizin yırtığına gelmez.
خاکی نھاد و خو ز سپہر کہن گرفت
عیار و بی مدار و کلان کار و تو بتوست
köhne feleğin huy ve mayası topraktan
ayar ve yörüngesiz, işleri azametli.türlü türlüdür.
مشرق خراب و مغرب از آن بیشتر خراب
عالم تمام مردہ و بی ذوق جستجوست
şark harap. magrib ondanda harap
tamamı alem ölmüş. şevk ve arayışı kaybetmiş
ساقی بیار بادہ و بزم شبانہ ساز
ما را خراب یک نگہ محرمانہ ساز
saki ! şarap getir . bezmi şebane yap (şarap içelim)
mahrem bir bakışla bak da. bizi harap et.
allame ikbal (zeburu acem)