سحر بلبل حکایت با صبا کرد
که عشق روی گل با ما چهها کرد
seher vakti bülbül, sabah meltemine gülün hikayesini anlattı
"gülün yüzüne olan aşkım bana neler etti neler!" dedi
seher vakti bülbül, sabah meltemine gülün hikayesini anlattı
"gülün yüzüne olan aşkım bana neler etti neler!" dedi
از آن رنگ رخم خون در دل افتاد
و از آن گلشن به خارم مبتلا کرد
O yanak rengi yüzünden yüreğim kanamaya başladı.
O gül bahçesi yüzünden dikenler canımı yaktı.
O yanak rengi yüzünden yüreğim kanamaya başladı.
O gül bahçesi yüzünden dikenler canımı yaktı.
غلام همت آن نازنینم
که کار خیر بی روی و ریا کرد
O nazlı dilberin himmetine kul köleyim
Çünkü ikiyüzlülük etmeden hayırlı bir işte bulundu.
O nazlı dilberin himmetine kul köleyim
Çünkü ikiyüzlülük etmeden hayırlı bir işte bulundu.
من از بیگانگان دیگر ننالم
که با من هر چه کرد آن آشنا کرد
Artık yabancılar yüzünden yakınmıyorum
Çünkü bana ne ettiyse ,o aşina sevgili etti
Artık yabancılar yüzünden yakınmıyorum
Çünkü bana ne ettiyse ,o aşina sevgili etti
گر از سلطان طمع کردم خطا بود
ور از دلبر وفا جستم جفا کرد
Sultandan bir şey bekledimse ,bu bir hataydı.
Dilberde vefa aradım.ama bana cefa etti.
Sultandan bir şey bekledimse ,bu bir hataydı.
Dilberde vefa aradım.ama bana cefa etti.