cavidname

         مناجات
       münacat
آدمی اندر جہان ہفت رنگ
insan bu yedi renkli dünyada .
ہر زمان گرم فغان مانند چنگ
cenk gibi feryad ediyor
آرزوی ھم نفس می سوزدش
dostunu görme arzusu
نالہ ہای دل نواز آموزدش
içerisinde gönlü yanmayı öğreniyor 
لیکن این عالم کہ از آب و گل است
lakin bu alem su ve çamurdandır

کی توان گفتن کہ دارای دل است
kim söyleyebilir. onun gönlünün varlığından
بحر و دشت و کوہ و کہ خاموش و کر
deniz ve çöl ve dağ   dilsiz sağır.
آسمان و مہر و مہ خاموش و کر
gök ve güneş ve ay dilsiz ve kör
گرچہ بر گردون ہجوم اختر است
gerçi sayısız yıldızlar dolaşıyor semada
ہر یکی از دیگری تنھا تر است
her biri diğerinden habersizdir. yalnızdır.
ہر یکے مانند ، بیچارہ ایست
 her biri bizim gibi biçare
در فضای نیلگون آوارہ ایست
 bu lacivert fezada avaredir
کاروان  برگ سفر ناکردہ ساز
kervan sefere başlamamış
بیکران افلاک و شب ہا دیر یاز
felekler hudutsuz geceler çok uzundur.
این جہان صید است و صیادیم ما
bu dünya mı  avcı yoksa biz mi
یا اسیر رفتہ از یادیم ما
yada unutulmuş bir esirmiyiz
زار نالیدم صدائے برنخاست
acı acı feryad ettim.  hiç yankısı yok
ہم نفس فرزند آدم را کجاست
adem oğluna bir dost nerede bulunur.
دیدہ ام روز جہان چار سوی
 bu dört yönlü dünyanın,'gün'ünü görmüşüm ben 
آنکہ نورش بر فروزد کاخ و کوی
onun nuru ki  sarayı ve bu köyü aydınlatır.
از رم سیارہ ئی او را وجود
bu GÜN yalnız  bir seyyarenin firarından ibarettir.
نیست الا اینکہ گوئی رفت و بود
sen yalnız " geçti gitti " diyebilirsin
ای خوش آن روزی کہ از ایام نیس
günlerden olmayan  o gün ne güzeldir.      
صبح او را نیمروز و شام نیست
o gün ki onun ne sabahı nede akşamı vardır.
روشن از نورش اگر گردد روان
kalb onun nurundan aydınlanınca
صوت را چون رنگ دیدن میتوان
bütün renkleri görebilir
غیب ہا از تاب او گردد حضور
gaypta kalanlar onun parıldısında huzur bulur
نوبت او لایزال و بے مرور
onun nöbeti zeval bulmaz
ای خدا روزی کن آن روزی مرا
ya rabbi! bir gün bana da öyle bir gün bahşeyle
وارہان زین روز بے سوزی مرا
beni yanmadan geçen günlerden kurtar.
آیہ
ٔ تسخیر اندر شأن کیست؟
bu teshir ayeti kimin şanına inmiştir. (süre 31 ayet 20)
این سپہر نیلگون حیران کیست؟
bu lacivert gök kime hayrandır.
رازدان علم الاسما کہ بود
"allama'l- esma" nın sırrına kim vakıf oldu
مست آن ساقی و آن صہبا کہ بود
o saki ve camdan kim mest oldu
برگزیدے از ہمہ عالم کرا؟
bu dünyada kimi seçti .
کردی از راز درون محرم کرا؟
kimi, deruni esrara mahrem kıldı
ای ترا تیری کہ ما را سینہ سفت
ey ki senin okun göğsümüzü deldi
حرف از ’’ادعونی‘‘ کہ گفت و با کہ گفت؟
"ud' uni" sözünü kim söyledi  (sure 40 ayet 62)
روی تو ایمان من قرآن من
senin yüzün benim imanım ,benim kuranımdır.
جلوہ ئی داری دریغ از جان من
cilveni canımdan  uzak tut
از زیان صد شعاع آفتاب
güneş şualarından yüz tanesini kaybetse
کم نمیگردد متاع آفتاب
yine onun sermayesi azalmaz
عصر حاضر را خرد زنجیر پاست
bu asır da akıl ayak zinciridir.
جان بیتابی کہ من دارم کجاست؟
benim sabırsız ruhum nerededir.
عمر ہا بر خویش می پیچد وجود
varlık asırlarca kendi etrafında döndü .
تا یکی بیتاب جان آید فرود
bir tek hararetli (heyacan veren)  ruh husule gelsin diye
گر نرنجے این زمین شورہ زار
eğer bu çorak toprağı rahatsız etmesem (çapalamazsam)
نیست تخم آرزو را سازگار
o arzu tohumu yeşermez 
از درون این گل بی حاصلی
meyve vermeyen bu toprağın içinden
بس غنیمت دان اگر روید دلی
bir gönül çıkarsa onu ganimet say
تو مہے اندر شبستانم گذر
sen bir aysın 
یک زمان بی نوری جانم نگر
ruhumun ışıksızlığına bak
شعلہ را پرہیز از خاشاک چیست؟
ne sebeble şule çöpten uzak kalır.
برق را از برفتادن باک چیست؟
şimşeğe aşağı inmekten zarar mı gelir
زیستم تا زیستم اندر فراق
yaşadım yaşayalı firak içindeyim
وانما آنسوی این نیلی رواق
bu nilgun fezanın öbür tarafını göster
بستہ در ہا را برویم باز کن
bana kapalı kapıları yine aç 
خاک را با قدسیان ہمراز کن
bu (beni) toprağı, kudsi varlıkların sırlarına mahrem kıl!
آتشی در سینۂ من برفروز
göğsümde bir ateş yak
عود را بگذار و ھیزم را بسوز
öd ağacını bırak odun yak
باز بر آتش بنہ عود مرا
sonra beni öd ağacı olarak ateşe koy
در جھان آشفتہ کن دود مرا
dumanımı bütün cihana yay
آتش پیمانۂ من تیز کن
bardağımdaki ateşi daha kuvvetli yap
با تغافل یک نگہ آمیز کن
gafletime bir nazar at
ما ترا جوئیم و تو از دیدہ دور
biz seni arıyoruz sen gözden uzaksın
نی غلط ، ما کور و تو اندر حضور
hayır! biz körüz ve sen hazır bulunuyorsun
یا گشا این پردہ
ٔ
اسرار را
ya çek aradan  bu esrar perdesini
یا بگیر این جان بے دیدار را
ya da muşahadeye erişmeyen bu canı al  yarab!
نخل فکرم ناامید از برگ و بر
fikirlerimin hurma ağacı, yaprak ve meyveden ümidini kes ti
یا تبر بفرست یا باد سحر
sen ya baltayı gönder yada sabah rüzgarını
عقل دادی ھم جنونی دہ مرا
sen bana akıl verdin -delilikte ver;
رہ بہ جذب اندرونی دہ مرا
deruni cezbenin yolunu bana ver.
علم در اندیشہ می گیرد مقام
ilim düşünmekte makamını bulur.
عشق را کاشانہ قلب لاینام
aşka uyumayan kalb lazım
علم تا از عشق برخودار نیست
aşktan nasibi olmayan ilim,
جز تماشا خانۂ افکار نیست
fikirler tiyatrosundan başka birşey değil
این تماشا خانہ سحر سامری است
bu tiyatro samirinin büyüsüdür
علم بی روح القدس افسونگری است
ruhulkuddus'ü olmayan ilim sihirbazlıktır.
بی تجلی مرد دانا رہ نبرد
alim tecelli olmadan yola çıkamaz
از لکد کوب خیال خویش مرد
yoksa hayallerinin darbesinde ölür
بی تجلی زندگی رنجوری است
tecelli olmadan hayat derttir.
عقل مہجوری و دین مجبوری است
akıl mecburiyet,din mecburiyetir.
این جہان کوہ و دشت و بحر و بر
dağ çöl deniz ve karanın bu dünyası
ما نظر خواہیم و او گوید خبر
biz nazar istiyoruz. o "haber" söylüyor.
منزلی بخش ای دل آوارہ را
bu avare gönle bir menzil bağışla
باز دہ با ماہ این مہپارہ را
aya bu ay parçasını ver
گرچہ از خاکم نروید جز کلام
gerçi toprağımızdan gitmez
حرف مہجوری نمی گردد تمام
sonsuza tek ayrılık sözü
زیر گردون خویش را یابم غریب
göğün altında kendimi garib! hissediyorum.
ز آنسوی گردون بگو ’’انی قریب    
göğün öbür tarafından inni karib diye seslen!(50 sure 16 ayet)
تا مثال مہر و مہ گردد غروب
güneş ve ay misali dönüp batsın
این جہات و این شمال و این جنوب
bu dünya ve bu güney bu kuzey
از طلسم دوش و فردا بگذرم
ben dün ve yarın denilen tılsımından geçeyim
از مہ و مھر و ثریا بگذرم
ay ve güneş ve süreyya dan geçeyim
تو فروغ جاودان ما چون شرار
sen ebedi ziyasın biz kıvılcımız
یک دو دم داریم و آن ہم مستعار
bizim bir iki anımız vardır.oda musteardır.
ای تو نشناسی نزاع مرگ و زیست
ey ölüm ve hayatın savaşını  bilmeyen sen
رشک بر یزدان برد این بندہ کیست
Allah gıpta eden bu kul kimdir.
بندہ
ٔ
آفاق گیر و ناصبور
o ufukları tutan sabırsız "kul" durki
نی غیاب او را خوش آید نی حضور
ne gayb on hoş gelir nede hazır.
آنیم من جاودانی کن مرا
ben aniyim beni ebedi kıl
از زمینی آسمانی کن مرا
beni topraktan kurtar semavi yap
ضبط در گفتار و کرداری بدہ
bana söz amelde istikrar ver
جادہ ہا پیداست رفتاری بدہ
yol mukimdir ama bana yürüyüşü ver
آنچہ گفتم از جہانے دیگر است
şu söylediklerim başka bir alemden
این کتاب از آسمانی دیگر است
bu kitap başka bir göktendir
بحرم و از من کم آشوبی خطاست
ben bir deryayım dalgalanmamak benim için hatadır.
آنکہ در قعرم فرو آید کجاست
benim derinliklerimi bilen nerededir
یک جہان بر ساحل من آرمید
sahilde bu dünya yatıyordu
از کران غیر از رم موجی ندید
dalgalarımın firarinden başka birşey görmediler
من کہ نومیدم ز پیران کہن
eski zamanın pirlerinden ümidimi kestim
دارم از روزی کہ میآید سخن
gelecek günlerden bahsedeyim
بر جوانان سہل کن حرف مرا
gençlere bu sözlerimi kolaylaştır.
بہرشان پایاب کن ژرف مرا
onları derinliklerime erişecek hale getir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

teşekür ederiz

Benim bu dünya işine asla iltifatım olmadı. bir tek senin güzel yüzünden hoşlandım

Ajmal Sabbawoon Elias Sogdiana · ای جانبـــاز..؛ Mehdi Ebrahimian به درد عشق بساز و خموش کن حافظ رموز عشق مکن فاش پيش...