6 Kasım 2019 Çarşamba

sana içimin yanmasını nasıl anlatayım yarı gammaz olan şu hikayemi göz yaşlarımdan sor


چه گویمت که ز سوز درون چه می‌بینم
ز اشک پرس حکایت که من نیم غماز
sana içimin yanmasını nasıl anlatayım
yarı gammaz  olan şu hikayemi göz yaşlarımdan sor

شنیدم در عدم پروانه میگفت                                                  
دمی از زندگی تاب تبم بخش
  Duydum ki  pervane  ademe  şöyle  diyordu
   yaşamdan  bana  bir an    acı ve ıztırap  bağışla 
پریشان کن سحر خاکسترم را
ولیکن سوز و ساز یک شبم بخش
İstersen seherde  küllerimi  savur
ve lakin bana 
yanıp  yakılacağım bir gece bağışla                    





پیامِ مشرق
لالۂ طور

رہی در سینۂ انجم گشائی
ولی از خویشتن ناآشنائی
یکی بر خود گشا چون دانہ چشمی
کہ از زیر زمین نخلی بر آئی
Göğsünün içinde yıldızları aşıp geçecek bir yol vardır.
ancak  sen kendini tanımiyorsun. Bir kere de tohum gibi gözünü
kendi içine aç ki, yerin altından bir fidan olup yükselesin.
سحر در شاخسار بوستانے
چہ خوش میگفت مرغ نغمہ خوانے
بر آور ہر چہ اندر سینہ داری
سرودی ، نالہ ئی ، آہی فغانی
Seher vakti bahcenin dalları arasındar bülbül, ne
hoş söylüyordu: Gönlunde ne varsa çikar, ortaya at nagme
olsun, inleme olsun, ah olsun, efgan olsun!
ترا یک نکتۂ سر بستہ گویم
اگر درس حیات از من بگیری
بمیری گر بہ تن جانی ندارے
وگر جانی بہ تن داری نمیری 
Sana gizli bir nükte söyleyeyim, eger hayat dersini bizden al
mak istersen... Eger teninde bir canın yoksa ölüsün.
 Eğer teninde bir canın  varsa ölmezsin.
بہل افسانۂ آن پا چراغی
حدیث سوز او آزار گوش است
من آن پروانہ را پروانہ دانم
کہ جانش سخت کوش و شعلہ نوش است
Birak o kararsızım efsanesini, onun yanmasından bahsedil
mesini istemiyorum (o sóz, kulakları incitir).O pervaneye per-
vane derim ki, istirap içinde savaşır, alev içer.
ترا از خویشتن بیگانہ سازد
من آن آبی طربناکی ندارم
بہ بازارم مجو دیگر متاعی
چو گل جز سینۂ چاکی ندارم
Seni kendinden geçirir, seni sana yabancı eder; bize o şevk
veren su (sarap) yok. Benim pazarımda başka bir mal
arama. Benim ancak gül gibi parça parça olmuş bir göğsüm
vardır.
زیان بینی ز سیر بوستانم
اگر جانت شہید جستجو نیست
نمایم آنچہ ہست اندر رگ گل
بہار من طلسم رنگ و بو نیست
Eğer (hakikati) aramak uğrunda kendini şehid edecek  bir ca-
nın yoksa benim bahçemde dolaşma; ziyan edersin. Ben sana
gülün damarı içinde ne vardır, onu gösteririm. Yoksa benim
baharım, renk ve koku tılsımı değildir.
برون از ورطۂ بود و عدم شو
فزونتر زین جہان کیف و کم شو
خودی تعمیر کن در پیکر خویش
چو ابراہیم معمار حرم شو 
Varlık, yokluk uçurumundan kurtul , yüksel. Bu “nasıl” ve “ne ka
dar”  kayıtları ile bağlı olan cihanın üstune çık. Kendi varlığın
daki benliği tamir  et. Ibrahim gibi haremin  mimari ol.
ز مرغان چمن نا آشنایم
بہ شاخ آشیان تنہا سرایم
اگر نازک دلی از من کران گیر
کہ خونم مے تراود از نوایم
gülistan  kuşlarına aşina değilim ; 
Bir dala konmuş yalnız başıma öterim
Eğer  yüreğin nazik se  uzak dur benden:
zira nağmelerimden damla damla  kan sızar.
جہان یارب چہ خوش ہنگامہ دارد
ہمہ را مست یک پیمانہ کردی
نگہ را با نگہ آمیز دادی
دل از دل جان ز جان بیگانہ کردے
ya rabbi  şu cihanda ne güzel bir kaynaşma, bir hengame
var Herkesi  ayrı bir kadehten sarhoş etmissin.
 Bakişlar birbiriyle uyuşur. 
ama gönlü gönle, canı cana yabancı yaratmışsın .
سکندر با خضر خوش نکتہ ئی گفت
شریک سوز و ساز بحر و بر شو
تو این جنگ از کنار عرصہ بینی
بمیر اندر نبرد و زندہ تر شو
 Iskender,Hızıra  nükteli, ne güzel bir söz söylemiş 
Biz denizde karada mücadele veriyoruz .
Sen de bu mücadeleye katıl.
bu savaşa uzaktan bakım durma ; 
bu savaşın içinde öl ve  daha canlı ol!




سعدی

سعدی » دیوان اشعار » غزلیات


ز اندازه بیرون تشنه‌ام ساقی بیار آن آب را
اول مرا سیراب کن وان گه بده اصحاب را
Ey Saki ! şarap ver.ki haddinden fazla susamışım
Evvel  beni şarap ile mest et  sonra dostlara ver.
من نیز چشم از خواب خوش بر می‌نکردم پیش از این
روز فراق دوستان شب خوش بگفتم خواب را
               Bende bir zaman güzel uykudan gözümü çeviremezdim
               Dostlardan ayrılık gününden sonra “uykuya”dedimki
                                    " sana iyi geceler"
هر پارسا را کان صنم در پیش مسجد بگذرد
چشمش بر ابرو افکند باطل کند محراب را
mescidin önünden o güzel yüzlü dilber geçerse
zahidin gözüne o kaşlar (mihraba benzeyen)  ilişirse
               zahid mihrabı (kıblesini şaşırır)kayar
من صید وحشی نیستم در بند جان خویشتن
گر وی به تیرم می‌زند استاده‌ام نشاب را
vahşi bir av değilim  ki canımın derdinde olayım
eğer avcı (maşuk) bana bir ok fırlatsa,  okundan kaçmam
مقدار یار همنفس چون من نداند هیچ کس
ماهی که بر خشک اوفتد قیمت بداند آب را
yar ve dostun kadrini benim kadar kimse bilmez
balık ki karaya düşerse bilir suyun kıymetini
وقتی در آبی تا میان دستی و پایی می‌زدم
اکنون همان پنداشتم دریای بی پایاب را
bir zamanlar kemer boyumdaki sularda  yüzmeyi bilmezken
bu gün dibi görünmeyen aşk denizinde yüzme hayalini kuruyorum.
امروز حالی غرقه‌ام تا با کناری اوفتم
آن گه حکایت گویمت درد دل غرقاب را
bu gün  aşk denizinde boğulmuş kendini sahile atmış 
bu   dertli gönlün  hikayesini sana  anlatayım 
گر بی‌وفایی کردمی یرغو به قاآن بردمی
کان کافر اعدا می‌کشد وین سنگدل احباب را
eğer bir vefasızlık yapabilirde şikayetimi hakanın yargıcına  götürürsem 
ona diyeceğimki .
kafir kendi düşmanını öldürür bu taş kalpli   maşuk ise kendi dostlarını öldürür.
فریاد می‌دارد رقیب از دست مشتاقان او
آواز مطرب در سرا زحمت بود بواب را
 Aşıkların elinden rakib   feryada  başlar
 mutrib in avazı muhafızları perişan eder
«سعدی! چو جورش می‌بری نزدیک او دیگر مرو»
ای بی‌بصر! من می‌روم؟ او می‌کشد قلاب را
Ey sadi   onun zulmünü gördüğün halde  ne diye ona doğru gidiyorsun
ey kör   ben mi gidiyorum. ben balık gibi onun oltasına takılmışım
  o beni çekiyor.







gazel 3

اگر آن ترک شیرازی به دست آرد دل ما را

به خال هندویش بخشم سمرقند و بخارا را

Şirazlı o dilber verse gönlümün muradını ?

yanağındaki hint benine bağışlarım Semerkant

ve Buhara'yı

بده ساقی می باقی که در جنت نخواهی یافت

کنار آب رکن آباد و گلگشت مصلا را

Saki;şu olümsüzlük şarabını ver

Bulamazsın zira cennette Ruknabad ile gulgeşti musalla kenarını

ﻓﻐﺎن ﻛﺎﻳﻦ ﻟﻮﻟﻴﺎن ﺷﻮخ ﺷﻴﺮﻳﻦ ﻛﺎر ﺷﻬﺮآﺷﻮب 

ﭼﻨﺎن ﺑﺮدﻧﺪ ﺻﺒﺮ از دل ﻛﻪ ﺗﺮﻛﺎن ﺧﻮان ﻳﻐﻤﺎ را 

el aman cilveli şehir afetlerinden el aman !

Bırakmadılar gönlümde sabır;

döndüm han-ı yağmaya

ز ﻋﺸﻖ ﻧﺎﺗﻤﺎم ﻣﺎ ﺟﻤﺎل ﻳﺎر ﻣﺴﺘﻐﻨﻲ اﺳﺖ 

ﺑﻪ آب و رﻧﮓ و ﺧﺎل و ﺧﻂ ﭼﻪ ﺣﺎﺟﺖ روي زﻳﺒﺎ را

Sevgilinin cemali muhtaç mı yarım yamalak aşkımıza?

Ne hacet bene ,rastığa ,allığa , yüz güzelliğine

ﻣﻦ از آن ﺣﺴﻦ روزاﻓﺰون ﻛﻪ ﻳﻮﺳﻒ داﺷﺖ داﻧﺴﺘﻢ

ﻛﻪ ﻋﺸﻖ از ﭘﺮده ﻋﺼﻤﺖ ﺑﺮون آرد زﻟﻴﺨﺎ ر

Hani artardı ya günbe gün Yusufun güzelliği,

Anladımki aşk ,iffetten edermiş Züleyha'yı

اﮔﺮ دﺷﻨﺎم ﻓﺮﻣﺎﻳﻲ و ﮔﺮ ﻧﻔﺮﻳﻦ دﻋﺎ ﮔﻮﻳﻢ 

ﺟﻮاب ﺗﻠﺦ ﻣﻲزﻳﺒﺪ ﻟﺐ ﻟﻌﻞ ﺷﻜﺮﺧﺎ را

İster küfret, ister beddua ;duar ederim yine sana

Acı cevap ne yakışır.şeker gibi lal dudağa!

ﻧﺼﻴﺤﺖ ﮔﻮش ﻛﻦ ﺟﺎﻧﺎ ﻛﻪ از ﺟﺎن دوﺳﺖ ﺗﺮ دارﻧﺪ 

ﺟﻮاﻧﺎن ﺳﻌﺎدﺗﻤﻨﺪ ﭘﻨﺪ ﭘﻴﺮ داﻧﺎ را

Söz dinle canım benim;candan çok sever mesut gençler 

bilge pir'e kulak vermeyi .

ﺣﺪﻳﺚ از ﻣﻄﺮب و ﻣﻲ ﮔﻮ و راز دﻫﺮ ﻛﻤﺘﺮ ﺟﻮ 

ﻛﻪ ﻛﺲ ﻧﮕﺸﻮد و ﻧﮕﺸﺎﻳﺪ ﺑﻪ ﺣﻜﻤﺖ اﻳﻦ ﻣﻌﻤﺎ را

Çalgıcıdan ,meyden dem vur
Arayıp durma feleğin sırrını.
Hikmetle çözen çıkmadı;
çıkmaycak zira bu muhammayı.
ﻏﺰل ﮔﻔﺘﻲ و در ﺳﻔﺘﻲ ﺑﻴﺎ و ﺧﻮش ﺑﺨﻮان ﺣﺎﻓﻆ 
ﻛﻪ ﺑﺮ ﻧﻈﻢ ﺗﻮ اﻓﺸﺎﻧﺪ ﻓﻠﻚ ﻋﻘﺪ ﺛﺮﻳﺎ را
Hafız;bir gazel söyledin ki inciler deldin 
oku gel güzel güzel
Saçsın nazmına felek süreyya incilerini 

gazel 4

صبا به لطف بگو آن غزال رعنا را
که سر به کوه و بیابان تو داده ای ما را
lutfet saba,söyle o güzel ceylana;
sen düşürdün bizi çöllere,dağlara.
شکر فروش که عمرش دراز باد 
چرا تفقدی نکند طوطی شکرخارا؟
ömrü uzun olsun ,şu şekerci
neden uğramaz şeker çiğneyen papağana
غرور حسنت اجازت مگر نداد ای گل
که پرسشی نکنی عندلیب شیدا را
Gülüm ! Güzellik gururu mu izin vermeyen sana
sormaz oldun hiç aşık bülbülü 
به خلق و لطف توان کرد صید اهل نظر
به بند و دام نگیرند مرغ دانا را
Gönül erleri avlanır lutf ile iyi huyla
Akıllı kuş yakalanırmı ökseyle ,kapanla?
ندانم از چه سبب رنگ آشنایی نیست
سُهی قدان سیه چشم ماه سیما را
neden aşinalık havası yok,bilmem
selvi boylu,kara gözlü,ay yüzlülerde ?
چو با حبیب نشینی و باده پیمایی
به یاد دار محبّان باد پیما را
oturmuşsun dostla ,çekiyorsun badeyi
çıkrma aklından avucu boş sevenleri 
جز این قدر نتوان گفت در جمال تو عیب
که وضع مهر و وفا نیست روی زیبا را
Güzelliğinde bulunur şu kusur ancak
olmaz güzellerde sevgi ile vefa 
در آسمان نه عجب گر به گفتهِ حافظ
سماع زهره به رقص آورد مسیحا را
şaşılırmı yerde Hafızın şiiri 
gökte zührenin şarkısı  raksa getirise isayı


gazel/ 5

دل می رود ز دستم صاحبدلان خدا را
دردا که راز پنهان خواهد شد آشکارا
gönlüm elimden gidiyor, ey gönül sahipleri
ne yazıkki gizli sırlarım meydana çıkacak
کشتی  نشستگانیم ای باد شرطه برخیز
باشد که باز بینیم دیدار آشنا را
parçalandı gemimiz ,es ey güçlü rüzgar
olaki yine görürüz sevgilinin yüzünü
ده روزه مهر گردون افسانه است و افسون
نیکی به جای یاران فرصت شمار یارا
şu on günlük dünya bir efsane imiş
dostlara iyiliği fırsat say ey sevgili
در حلقه ی گل و مُل خوش خواند دوش بلبل
هاتَ الصَّبوح هُبّوا یا اَیُّها السَّکارا
dün gece gül ve mey meclisinde bülbül ne güzel okudu
ey  sarhoşlar   sabah oldu için uyanıklık şarabını 
ای صاحب کرامت شکرانه ی سلامت
روزی تفقدی کن درویش بینوا را
ey cömert insan selametin şükranesi olarak
bir gün   sor yoksul dervişin halini 
آسایش دو گیتی تفسیر این دو حرف است
با دوستان مروت با دشمنان مدارا
iki alemin huzuru iki kelimedir
dostlarla muhabbet düşmanı idare et
در کوی نیک نامی ما را گذر ندادند
گر تو نمی پسندی تغییر ده قضا را
iyilerin sokağına bizi almadılar 
eğer sen beğenmiyorsan değiştir yazgımızı
آن تلخوش که صوفی اُمُّ الخبائثش خواند
اَشهی لَنا و اَحلی مِن قِبلهِ العُذارا
o acı su bütün kötülüklerin anası dedi sufi
güzelleri öpmekten daha tatlı gelir bana
هنگام تنگدستی در عیش کوش ومستی
کاین کیمیای هستی قارون کند گدا را
darlık zamanı iyi yaşamaya bak, iç şarabını
zira bu varlık kimyası,bineva olanı karun yapar
سرکش مشو که چون شمع از غیرتت بسوزد
دلبر که در کف او مومست سنگ خارا
serkeşlik yapma aman  mum gayretinden yanıp erir
dilber ki avucundaki taşı mum eder
آیینه سکندر جام می است بنگر
تا بر تو عرضه دارد احوال ملک دارا
mey kadehi iskenderin aynasıdır sana
sana gösterir dara nın mülkünü 
ترکان پارسی گو بخشندگان عمرند
ساقی بده بشارت پیران پارسا را
farsça konuşan güzeller insan ömrüne ömür katar.
haydi saki ;zahit rintlere müjde ver
حافظ به خود نپوشید این خرقه می آلود
ای شیخ پاک دامن معذور دار ما را
hafız boşuna giymedi meye bulanmış şu hırkayı
ey eteği pak olan şeyhim, gel, mazur gör beni


غزل شمارهٔ ۲

ای مرا یک بارگی از خویشتن کرده جدا گر بدآن شادی که دور از تو بمیرم مرحبا ey vefasız benden bir defa da ayrılan bilki senden uzaklık bana ölümdür ! eğer sen rahatsan sana merhaba دل ز غم رنجور و تو فارغ ازو وز حال ما بازپرس آخر که: چون شد حال آن بیمار ما؟ gönül ayrılık derdinden ne çekiyor. sen ise bizim halimize sağırsın son kez sor nasıl oldu şu hasta halimiz شب خیالت گفت با جانم که: چون شد حال دل؟ نعره زد جانم که: ای مسکین، بقا بادا تو را senin sureti hayalin gece vakti dedi ki halin nasıl nara attı canım ki ey miskin dua ederimki ömrün uzun ola دوستان را زار کشتی ز آرزوی روی خود در طریق دوستی آخر کجا باشد روا؟ yüzünü görme arsuzunda olan aşıkları öldürensin söyle aşk yolunda bu davranış revamı dır. aşıklara بود دل را با تو آخر آشنایی پیش ازین این کند هرگز؟ که کرد این آشنا با آشنا؟ gönül bundan önce seninle aşina idi hangi dost , dostuna yapar ? senin bu yaptığını هم چنان در خاک و خون غلتانش باید جان سپرد خسته‌ای کامید دارد از نکورویان وفا öyleki kan ve toprak içinde yuvarlanarak can vermek gerek ey biçare güzel yüzlülerde hiç vefa varmıdır. روز و شب خونابه‌اش باید فشاندن بر درت دیده‌ای کز خاک درگاه تو جوید توتیا senin kapında kan ve gözyaşı dökmek gerek bir göz ki senin dergahının toprağını kendine sürme yapar دل برفت از دست وز تیمار تو خون شد جگر نیم جانی ماند و آن هم ناتوانی، گو بر آ gönül elden gitti ayrılığından ciger kan oldu yarım canım kaldı. o da halsiz ve çaresiz çağır ki o can sana gelsin از عراقی دوش پرسیدم که: چون است حال تو؟ گفت: چون باشد کسی کز دوستان باشد جدا؟ dün gece ıraki den sordum halın nasıl dedi nasıl olur sevdiğinden ayrılanın hali



AYNUL KUDAT HEMEDANİ 
temhidat kitabından

اگر مذهبی مرد را بخدا میرساند آن مذهب اسلامست و اگر هیچ آگاهی ندهد طالب را، بنزد خدای تعالى آن مذهب از کفر بتر باشد. اسلام نزد روندگان آنست که مرد را بخدا رساند و کفر آن باشد که طالب را منعی یا تقصيری در آید که از مطلوب بازماند. طالب را با نهندۀ مذهب کارست نه با مذهب. بیت: آتش بزنم بسوزم این مذهب و کیش عشقت بنهم بجای مذهب در پیش
تا کی دارم عشق نهان در دل ریش مقصود رهی تویی نه دینست و نه کیش
Eğer mezheb insanı  islama ulaştırırsa  o mezheb islamidir. eğer taliplisine hiç bilgi ve  marifet vermiyorsa o mezheb   
Allah cc yanında küfürden daha  beter dir.
 islam   yolcularını  Allah a ulaştırır.
küfür de  talibe  
maksudana  mani  engel olan  ve onu  .Allaha ulaşmakatan  geri koyan dır.
bu nedenle talibin işi  mezheble değil  mezhebin sahibi ile olmalıdır.

Bir Ateş yakayım. bu mezheb ve  meşrebi ateşe vereyim
ta  mezhebin yerine   aşkı koyayım
bu yaralı kalbimde ta ne zamana kadar aşkı gizliyeyim
senin maksat yolun budur  .ne mezheb   nede meşreb 




Benim bu dünya işine asla iltifatım olmadı. bir tek senin güzel yüzünden hoşlandım

Ajmal Sabbawoon Elias Sogdiana · ای جانبـــاز..؛ Mehdi Ebrahimian به درد عشق بساز و خموش کن حافظ رموز عشق مکن فاش پيش...