ne güzeldir.o yolcu ki mal,mülk namına bir şeye sahip değildir.
 gönlü dostların nasihatine pek o kadar kulak asmaz
    onun ateşli ahına göğsünü aç;
bir ahı yüz yıllık gam ve kederi öldürür.mahveder.



                                                                   
        HAKK' IN HUZURU

1-
 دل ما بیدلان بردند و رفتند
مثال شعلہ افسردند و رفتند
بیا یک لحظہ با عامان درآمیز
کہ خاصان بادہ ہا خوردند و رفتن
د
* gönlümüzü aşıklar alıp gittiler. alev gibi sönüp gittiler.
gel bir lahza avam ile görüş ,anlaş .havas olanlar şarapları içtiler ve çekip gittiler 

سخن ہا رفت از بود و نبودم
من از خجلت لب خود کم گشودم
سجود زندہ مردان می شناسی
عیار کار من گیر از سجودم


*benim varım yoğum hakkında konuşuluyordu.ben utancımdan ağzımı açmadım.
gönlü diri insanların secdelerini tanırsın .benim işimin ayarını ,secdeme göre değer ver.
دل من در گشاد چون و چند است
نگاہش از مہ و پروین بلند است
بدہ ویرانہ ئے در دوزخ او را
کہ این کافر بسی خلوت پسند است

*gönlüm keyfiyet ve kemiyet muammasını halletmek peşindedir.
Görüşü ay dan ve ülker yıldızından daha yüksektir.ona cehennemde bir virane ver .
zira bu kafir ,yalnızlığı  çok sever.
چہ شور است این کہ در آب و گل افتاد
ز یک دل عشق را صد مشکل افتاد
قرار یک نفس بر من حرام است
بمن رحمی کہ کارم با دل افتاد


*bak su ve çamur (insan) ,ne buhranlar içinde kıvramıyor ! aşk ,bir gönül yüzünden
yüzlerce müşkile uğradı.bir nefes huzur ve sükun bana haramdır. acıyın bana :
işim bir gönüle düştü.
جہان از خود برون آوردۂ کیست؟
جمالش جلوہء بی پردۂ کیست؟
مرا گوئی کہ از شیطان حذر کن
بگو با من کہ او پروردۂ کیست؟


*kim cihanı kendi varlığından vücuda getirdi. ? ondaki güzellik kimin perdesiz,ayan beyan tecellisidir?
bana şeytandan sakın diyorsun. söyle bakayım ;şeytanı kim yarattı,kim büyüttü?
2-
دل بی قید من در پیچ و تابیست
نصیب من عتابی یا خطابیست
دل ابلیس ھم نتوانم آزرد
گناہ گاہگاہ من صوابیست

*Benim her kayıttan sıyrılmış olan gönlüm bir ıstırap içindedir.acaba cenabı  hak beni azarlayacak mı,
yoksa lutf ile hitap edecek mi ? şeytanın dahi gönlünü incitemem.benden ara sıra sadırolan günah,bir doğru iş yapmaktır.
صبنت الکاس عنا ام عمرو
وکان الکاس مجراہا الیمنیا
اگر این است رسم دوستداری
بدیوار حرم زن جام و مینا

* Ey  Ümmü Amr ,sevgilim,bizden şarap kadehini esirgedin.halbuki kadeh sağ elinde idi.
 eğer sevmek usulü bu ise ,kadehi ve şişeyi kabe duvarına çal.
بخود پیچیدگان در دل اسیرند
ھمہ دردند و درمان ناپذیرند
سجود از ما چہ میخواہی کہ شاہان
خراجی از دہ ویران نگیرند

* İç aleminde yaşayan insanlar,gönülleri içinde esirdirler.
 Onlar baştan  ayağa dert olup derman kabul etmezler.Bizden niye secde istiyorsun ?
  padişahlar,harap köyden vergi almazlar.
 روم راہی کہ او را منزلی نیست
از آن تخمی کہ ریزم حاصلی نیست
من از غمہا نمی ترسم ولیکن
مدہ آن غم کہ شایان دلی نیست

*konağı omayan bir yola gidiyorum. ektiğim tohum mahsul vermez.ben gamdan korkmuyorum;
yalnız bana bir gönüle yaraşmayan gamı verme.
 می من از تنک جامان نگہ دار
شراب پختہ از خامان نگہ دار
شرر از نیستانے دور تر بہ
بہ خاصان بخش و از عامان نگہ دار

* benim şarabımı kadehi dar olanlardan uzak tut . pişkin,olgun şarabı hamlara verme .Kıvılcımın sazlıktan
uzak olması daha iyidir. onu havassa ihsan et ,avama verme.
 ترا این کشمکش اندر طلب نیست
ترا این درد و داغ و تاب وتب نیست
از آن از لامکان بگریختم من
کہ آنجا نالہ ہای نیم شب نیست
 

*Talep yolundaki bu mucadele ,bu buhran sende yok.sende bu dert ,bu yara ,bu humma ve ıstırap yok.
Ben  la mekandan  kaçtım.çünkü orada gece yarılarını inleten feryat ve figanlar yok.
 ز من ہنگامہ ئی وہ این جہان را
دگرگون کن زمین و آسمان را
ز خاک ما دگر آدم برانگیز
بکش این بندہ سود و زیان را

* Bana ,bu cihanda kıyametler koparacak bir kudret  ver ! yeri göğü  başka bir şekle koy!
Bizim toprağımızdan başka bir adem yarat . bu menfaat ve ziyan peşinde olan insanları öldür. mahvet
   جہانی تیرہ تر با آفتابی
صواب او سراپا نا صوابی
ندانم تا کجا ویرانہ ئے را
دہی از خون آدم رنگ و آبی


*Güneşi de var,buna rağmen kapkaranlık bir cihan. doğru diye yaptığı,düşündüğü şeyler , baştan aşağı hata.
Bilmiyorum .ne zamana kadar bir viraneyi insan kanı ile süsleyeceksin .?
 غلامم جز رضای تو نجویم
جز آن راہی کہ فرمودی نپویم
ولیکن گر بہ این نادان بگوئی
خری را اسب تازی گو نگویم

*  kölenim : benden razı ol ,başka bir şey istemem .Yürümemi emrettiğin yoldan ayrılmam. lakin bu cahile (!) "eşeğe
 Arap atı de " dersen ; diyemem.

3-
دلی در سینہ دارم بی سروری
نہ سوزی در کف خاکم نہ نوری
بگیر از من کہ بر من بار دوش است
ثواب این نماز بی حضوری

* Göğsümde ,sevinç nedir bilmeyen bir gönül var. Toprağımın avucunda ne  bir yanış var ne de bir ışık .
huzurunda olduğumu hissetmeden kıldığım bu namazın sevabını benden al. istemiyorum. bu benim omzumda bir yük oluyor.
 چہ گویم قصہ دین و وطن را
کہ نتوان فاش گفتن این سخن را
مرنج از من کہ از بی مہری تو
بنا کردم ہمان دیر کہن ر
ا

*Dinden ,vatandan nasıl bahsedeyim ? zira bu sözleri açıkça söylemek imkansız! bana gücenme,
bana karşı sevgi ve şefkat göstermediğin için bu eski kiliseyi bina eyledim.
 مسلمانی کہ در بند فرنگ است
دلش در دست او آسان نیاید
ز سیمائی کہ سودم بر در غیر
سجود بوذر و سلمان نیاید


* frenk tuzağına tutulmuş müslüman , kolay kolay gönül denen şeyi ele geçiremez .Başkalarının kapısına yüz sürdüm.
  artık bu yüz ; Ebuzer ve selman gibi secdeye kapanamaz.
 نخواہم این جھان و آن جہان را
مرا این بس کہ دانم رمز جان را
سجودی دہ کہ از سوز و سرورش
بوجد آرم زمین و آسمان ر
ا
*Ne bu cihanı ne o cihanı isterim.Canın sırrını anladım ya bu  bana kafi !
Bana bir secde ihsan et ki ,onun ateşi  ve sevinci ile yeri göğü vecde getireyim.
چہ میخواہی ازین مرد تن آساے
بہ ہر بادی کہ آمد رفتم از جای
سحر جاوید را در سجدہ دیدم
بہ صبحش چہرہ شامم بیارای


* Vücudunun rahatını arayan bu insandan ne istiyorsun ?
her esen rüzgar beni yerimden uğrattı. Seher vakti ,cavid'i secdede gördüm . onun sabahı ile gecemin yüzünü süsle
بہ آن قوم از تو میخواہم گشادی 
فقیہش بی یقینی کم سوادی
بسی نادیدنے را دیدہ ام من
’’مرا ای کاشکی مادر نزادی
‘‘

4-
* Fakihi cahil ve yakini iman sahibi olmayan o kavmin işlerini kolaylaştır. ya rabbi ! Okadar görülmeyecek şeyler
gördüm ki... Anam beni doğuracak yerde taş doğura idi.
 نگاہ تو عتاب آلود تا چند
بتان حاضر و موجود تا چند
درین بتخانہ اولاد براہیم
نمک پروردۂ نمرود تا چند


*Ne zamana kadar bu  azarlayıcı bakış ? Ne zamana kadar önümüzde putlar ? Bu puthanede ,ibrahimin oğulları ne zamana kadar
nemrud'un tuz ekmeği ile beslenecek.
سرود رفتہ باز آید کہ ناید؟
نسیمی از حجاز آید کہ ناید؟
سرآمد روزگار این فقیری
دگر داناے راز آید کہ ناید؟


* Geçip giden zevk ve sevinç geri gelir mi , gelmez mi? hicaz'dan tatlı bir rüzgar eser mi; esmez mi ?
Bu fakirin  artık vadesi geldi .sırrı bilen birisi daha gelir mi. gelmez mi ?
  اگر می آید آن دانای رازی 
بدہ او را نواے دل گدازی
ضمیر امتان را می کند پاک
کلیمی یا حکیمی نی نوازی


* Eğer o sırrı bilen gelirse , ona gönülleri yakıp eritecek bir nağme ihsan et ! Ümmetlerin kalbini  ya bir musa,
yahut ney çalan ruhlara  tesir eden  bir hakim .tertemiz  hale getir.
  متاع من دل درد آشنای است
نصیب من فغان نارسای است
بخاک مرقد من لالہ خوشتر
کہ ہم خاموش و ہم خونین نوای است

* Benim malım mülküm .derde aşina bir gönüldür.kısmetim boğuk bir feryaddır.
Benim mezarımın üzerine lale çok güzel  yaraşır; zira hem susar,hem de kanlı kanlı terennüm eder.
 دل از دست کسی بردن نداند
غم اندر سینہ پروردن نداند
دم خود را دمیدی اندر آن خاک
کہ غیر از خوردن و مردن نداند

5
*Kimsenin sevgisini kazanmayı bilmez .sinesi gam nedir, bilmez! (ya rabbi), nefesini öyle bir toprağa
nefhettim ki , yemekten ve ölmekten  başka bir şey bilmez
 دل ما از کنار ما رمیدہ
بہ صورت ماندہ و معنی ندیدہ
ز ما آن راندہ درگاہ خوشتر
حق او را دیدہ و ما را شنیدہ

* Gönlümüz ,yanımızdan ürküp kaçmış.sadece şekilde kalmış,manayı, içyüzü görememiş.O hak dergahından kovulan (şeytan )
 yok mu !  O bizden daha iyidir; çünkü hak onu görmüş , bizi ise işitmiştir.
نداند جبرئیل این ہای و ہو را 
کہ نشناسد مقام جستجو را
بپرس از بندۂ بیچارۂ خویش
کہ داند نیش و نوش آرزو ر
ا
* cebrail bu hay u huyu, bu ıstarabı bilmez ; çünkü Hakk'ı  aramak makamına erişmemiştir.
  Onu ,arzunun ne acı ve ne tatlı  tarafları olduğunu yakından bilen bu biçare kuluna sor .
 شب این انجمن آراستم من
چو مہ از گردش خود کاستم من
حکایت از تغافلہای تو رفت
ولیکن از میان برخاستم من

*Ben bu meclisin gecesini süsledim .Ay gibi dönüşüm beni yavaş yavaş eksiltti .
Senin tegafüllerin Hikaye ediliyordu.Lakin ben artık silinip gitmiştim.
 چنین دور آسمان کم دیدہ باشد 
کہ جبرئیل امین را دل خراشد
چہ خوش دیری بنا کردند آنجا
پرستد مومن و کافر تراشد

*Gökyüzü ,cebrail 'in gönlünü parçalayan böyle bir devri her zaman görmez. Orada ,kafirin yonttuğu puta
müminin taptığı,ne güzel br mabed yaptılar.

6-
 عطا کن شور رومے ، سوز خسرو
عطا کن صدق و اخلاص سنائے
چنان با بندگی در ساختم من
نگیرم گر مرا بخشے خدائی

* mevlana'nın vecd ve heyacanını,Hüsrev-i dehlevi' nn yanışını bana ihsan et .bana senai'inin sıdk ve ihlasını ihsan et
ben kullukla o kadar uyuştum, onu o kadar sevdim ki , bana  Allahlığı versen istemem.

7-
  مسلمان فاقہ مست و ژندہ پوش است
ز کارش جبرئیل اندر خروش است
بیا نقش دگر ملت بریزیم
کہ این ملت جہان را بار دوش است

*müslüman ,fakr ve zaruretten sarhoş : pılı pırtı içinde Yaptığı işlerden cebrail kızmış köpürmüş.
 Gel başka bir millet vücuda getireyim.  Zira bu millet  cihanın sırtında bir yük haline geldi.

 دگر ملت کہ کاری پیش گیرد
دگر ملت کہ نوش از نیش گیرد
نگردد با یکی عالم رضامند
دو عالم را بہ دوش خویش گیر
د
*bir başka millet ki ,bir işe sarılır.bir başka millet ki ,iğneden bal elde eder, (ıstıraptan zevk alır).bir aleme razı olmaz;
 iki alemi sırtına yüklenir.
 دگر قومی کہ ذکر لاالہش
برآرد از دل شب صبحگاہش
شناسد منزلش را آفتابی
کہ ریگ کہکشان روبد ز راہش

*Bir başka mllet ki ,tevhid (la ilahe illallah) zikrine başladı mı  gecenin ciğerinden sabahını çekip çıkarır.!
 Yolunun üzerindeki Kehkeşan ( samanyolu) kumunu silip süpüren güneş nereye varacağını bilir.

8-
 جہان تست در دست خسی چند
کسان او بہ بند ناکسی چند
ہنرور میان کارگاہان
کشد خود را بہ عیش کرکسی چن
د
* senin cihanın çerçöp makulesinden birkaçının elinde.
O cihanın insanları ise ,insan denemeyecek kadar aşağılık birkaç kişinin esareti altında.
sanatkarlar, atölyelerinde kendilerini, birkaç leş yiyen akbabanın zevki ve hayatı uğruna feda ediyorlar.

 مریدی فاقہ مستی گفت با شیخ
کہ یزدان را ز حال ما خبر نیست
بما نزدیک تر از شہرک ماست
ولیکن از شکم نزدیکتر نیس
ت
* zaruret içinde serseme ,sarhoş dönmüş bir mürid , şeyhine şöyle dedi :"Bizim halimizden Allah'ın haberi yok .
Bize Şah damarımızdan daha yakındır ama midemizden daha yakın değildir."

9-
 دگرگون کشور ہندوستان است
دگرگون آن زمین و آسمان است
مجو از ما نماز پنجگانہ
غلامان را صف آرائی گران اس
ت

*Şu Hindistan başka bir diyardır;onun yeri ve göğü başka türlüdür.Bizden beş vakit namaz isteme .kölelere,bir araya gelip
Güzel bir saf vücuda getirmek ağır gelir.
 ز محکومی مسلمان خود فروش است
گرفتار طلسم چشم و گوش است
ز محکومی رگان در تن چنان سست
کہ ما را شرع و آئین بار دوش است

* (Hint) müslümanı ,başka bir milletin hükmü altında yaşadığı için benliğine değer vermez .Gözünü ve Kulağını büyüleyen
her şeyin esiri olur. Mahkum olduğu için , vucudundaki damarlar o kadar gevşek ve takatsizdir ki , şeriat ve ayin omuzuna
ağır bir yük gibi basar.

10-
 یکی اندازہ کن سود و زیان را
چو جنت جاودانی کن جہان را
نمی بینی کہ ما خاکی نہادان
چہ خوش آراستیم این خاکدان را

* Bir yol kar ve ziyanı ölç, biç; bu cihanı cennet gibi ebedi hale getir. Görmüyor musun ki ,mayası toprak olan bizler ,
bu toprak alemi  ne güzel süsledik.
 تو میدانی حیات جاودان چیست؟
نمی دانی کہ مرگ ناگہان چیست؟
ز اوقات تو یکدم کم نگردد
اگر من جاودان باشم زیان چیست

* Ebedi hayat  nedir, bilirsin . vakitsiz ölüm nedir, bilmiyorsun .
senin vakitlerinden bir an eksilmez, emin ol ben ebedi olursam ne ziyanı var.

11-
بپایان چون رسد این عالم پیر
شود بی پردہ ہر پوشیدہ تقدیر
مکن رسوا حضور خواجہ مارا
حساب من ز چشم او نہان گی

* Bu ihtiyar alem sona erişip de kaderi örten perde ortadan kalktığı zaman
beni risaletpenah Efendimiz huzurunda rezil ve rüsvay etme; hesabımı ondan gizle ya rabbi!

 بدن واماندہ و جانم در تک و پوست
سوی شہری کہ بطحا در رہ اوست
تو باش اینجا و با خاصان بیامیز
کہ من دارم ہوای منزل دوست


* Canım, yolu mekke ' den  geçen şehre doğru öyle çoşmuş  koşuyor  ki, beden ona yetişemiyor.
sen burada kal ve ( hakk' ın)  has kulları ile düş kalk. ben, sevgilinin diyarına  can atıyorum.


peygamberin huzuru, gök kubbe altında Arş'tan daha ince
 daha dikkatli, edepli hareket edlecek bir yerdir
cüneyt ve bayezid oraya (heyacandan ) nefesleri tutulmuş bitr halde gelirler ..

PEYGAMBERİN HUZURUNDA
1-
الایا خیمگی خیمہ فروھل
کہ پیش آہنگ بیرون شد ز منزل‘‘
خرد از راندن محمل فرو ماند
زمام خویش دادم در کف دل

* "Ey göçebe insan !  çadırını topla, kafile  başı konak yerinden hareket etti "
Akıl ,bu göç eşyasını yüklenen deveyi sürmekten aciz kaldı .Dizgini gönlün'ün eline verdim .

نگاہی داشتم بر جوہر دل
تپیدم ، آرمیدم در بر دل
رمیدم از ہوای قریہ و شہر
بہ باد دشت وا کردم در دل

*
Gönül cevherine gözümü diktim . Gönlün sinesinde  çırpındım ,onun sinesinde  dinlendim.
Köyün ,şehrin havasından ürküp kaçtım; gönlün kapısını  çölden esen rüzgarlara açtım.
   ندانم دل شہید جلوہ کیست
نصیب او قرار یک نفس نیست
بہ صحرا بردمش افسردہ تر گشت
کنار آب جوئی زار بگریست


*Bilmiyorum ,gönlü kimin tecellisi şehid etti . br nefes huzur ve rahat  ona nasip değil .
  onu sahraya götürdüm,daha ziyade dondu,yıprandı.Irmak kenarına götürdüm ,hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
 مپرس از کاروان جلوہ مستان
ز اسباب جہان برکندہ دستان
بجان شان ز آواز جرس شور
چو از موج نسیمی در نیستا
ن
*hakk'ın) cilvesinden sarhoş olanların , dünyanın her türlü nimetlerinden el etek çekenlerin kervanı yola düzülmüş,
gidiyor. llerine sorma;( devenin boynundaki) çan sesi ,sazlıkta esen bir rüzgar dalgası gibi onların canını birbirine katar
 بہ این پیری رہ یثرب گرفتم
نوا خوان از سرود عاشقانہ
چو آن مرغی کہ در صحرا سر شام
گشاید پر بہ فکر آشیان
ہ
*Bu ihtiyar halimle ,visale koşan aşıkların sevinciyle türküler söyleyerek medine yolunu tuttum. Akşama yakın,
yuvasına  dönmek üzere sahradan havalanan bir kuş kadar neşeli idim .
2-
  گناہ عشق و مستی عام کردند
دلیل پختگان را خام کردند
بہ آہنگ حجازی می سرایم
’’نخستین بادہ کاندر جام کردند
‘‘
* Aşk ve sarhoşluk günahını şimdi herkes yapıyor.Bu aşk ve sarhoşluk, bu hale düşen insanların olgunluğuna
 delalet eder. Halbuki bunu hamlaştırdılar. Şimdi ben (fahrettin ırakı nin ) "ilk şarabı kadahe döktükleri zaman"
gazelini Hicaz makamından okuyorum.
  چه پرسی از مقامات نوایم
ندیمان کم شناسند از کجایم
گشادم رخت خود را اندریں دشت
که اندر خلوتش تنها سرایم


* Hangi makamdan terennüm ettiğimi ne soruyorsun? yakınlarım ,dostlarım nereli olduğumu pek bilezler.
ben yalnız başıma türküler söyleyeyim diye, (kervandan ayrılıp) eşyalarımı indirdim ve bu çöle yerleştim.

3-
   سحر با ناقہ گفتم نرم تر رو
کہ راکب خستہ و بیمار و پیر است
قدم مستانہ زد چندان کہ گوئی
بپایش ریگ این صحرا حریر است

* seher vakti deveme ,daha yavaş , daha yumuşak yol al, binicin hasta ve ihtiyardır, dedim . öyle mestane
 yürümeye başladı ki,sanki ayağının altına kum değil ipek döşenmişti.
    مہار ای ساربان او را نشاید
کہ جان او چو جان ما بصیر است
من از موج خرامش می شناسم
چو من اندر طلسم دل اسیر است

* Deveci ,ona (deveye) dizigin yakışmıyor.zira onun canı da bizim canımız gibi basiretli ! Onun dalgalanarak
salınmasından anlıyorum ki ; o da gönül tılsımına esirdir.
   نم اشک است در چشم سیاہش
دلم سوزد ز آہ صبحگاہش
ہمان می کو ضمیرم را برافروخت
پیاپی ریزد از موج نگاہش

* Kara gözü ( devenin) nemli ..sabah vakti feryad ve ahı gönlümü yakıyor. Bakışının dalgasından dökülen şarap ,
  benim kalbimi aydınlatan  aynı şaraptır.


4-
چہ خوش صحرا کہ در وی کاروانہا
درودی خواند و محمل براند
بہ ریگ گرم او آور سجودی
جبین را سوز تا داغے بماند

* Ne hoş sahradır o sahra ki , Kervanlar dualar okuyarak develerini sürerler.
 onun sıcak kumuna secde edip alnını yak , ta ki alnında bir yanık yeri kalsın.
 چہ خوش صحرا کہ شامش صبح خند است
شبش کوتاہ و روز او بلند است
قدم ای راھرو آہستہ تر نہ
چو ما ہر ذرہ او دردمند است  

* Ne hoş sahradır. o sahra  ki ,gecesi sabhalar gibi neşeli tebessüm eder,
 yürekler açar. Gecesi kısa ,gündüzü ulvidir.Ey yolcu , oraya daha yavaş bas.onun
  her zerresi bizim gibi dertlidir.
5-
امیر کاروان آن اعجمی کیست؟
سرود او بہ آہنگ عرب نیست
زند آن نغمہ کز سیرابی او
خنک دل در بیابانی توان زیست


*Kervan başı Arap değil , kimdir  O ? Arap ahengi ile terennüm etmiyor. Gönülleri suya kandıran (neşe ve hayat veren)
öyle bir türkü söylüyor ki ,o suya kanış ve neşe ile çölde bahtiyar yaşamak mümkündür.

 مقام عشق و مستی منزل اوست
چہ آتش ہا کہ در آب و گل اوست
نوای او بہ ہر دل سازگار است
کہ در ہر سینہ قاشی از دل اوست

*konak yeri aşk ve sarhoşluktur. Onun suyunda çamurunda (tıynetinde) ne ateşler yanıyor, onun nağmesi ,her gönle şifa veriyor.
zira her sinede , onun  gönlünden  bir dilim  vardır.

6-
غم پنہاں کہ بی گفتن عیان است
چو آید بر زبان یک داستان است
رہی پر پیچ و راہی خستہ و زار
چراغش مردہ و شب درمیان اس

*Daha söylemeye hacet kalmadan ayan olan gizli gam , dile getirilirse bir destan olur.Yol kıvrım kıvrım ,
 yolcu yorgun ;ışığı sönmüş , gece yarısı!

بہ راغان لالہ رست از نو بہاران
بہ صحرا خیمہ گستردند یاران
مرا تنہا نشستن خوشتر آید
کنار آب جوی کوہساران
 

*  ilkbaharda ,bahçeler lalelerle bezendi.Dostlar kırlarda çadır kurdular.
  Dağda bir ırmak kenarında tek başına oturmak ,bana daha güzel geliyor.

7 -
گہی شعر عراقی را بخوانم
گہی جامی زند آتش بجانم
ندانم گرچہ آہنگ عرب را
شریک نغمہ ہای ساربانم


* Bazen Irakinin şiirlerinden okuyorum, bazen Camii 'nin şiirleri içimi yakıyor.
  Arap ahengine aşina değilim ama kervan başının terennümlerine bende katılıyorum.

 غم راہی نشاط آمیزتر کن
فغانش را جنون انگیزتر کن
بگیر ای ساربان راہ درازی
مرا سوز جدائی تیز تر کن  


*Yolcunun gamını daha neşe verecek hale getir.onun figanını çoştur. Çılgınlar gibi feryat etsin
 Ey deveci ,uzun uzun  yollara düş , içimdeki ayrılık ateşini alevle.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

teşekür ederiz

Benim bu dünya işine asla iltifatım olmadı. bir tek senin güzel yüzünden hoşlandım

Ajmal Sabbawoon Elias Sogdiana · ای جانبـــاز..؛ Mehdi Ebrahimian به درد عشق بساز و خموش کن حافظ رموز عشق مکن فاش پيش...